Afyonu Patlamamış Sözü Nereden Gelmektedir? Osmanlı'da Afyon Kullanımı ve Afyon İlinin Kökeni.


Afyon, haşhaşın çizilmesiyle içinden akan sütün alınması suretiyle yapılmış maddedir.Sigara, sakız vb. şeklinde de kullanılır. Keyif veren, içinde kafein nikotin gibi pek çok zararlı ve zehirli uyuşturucu ve uyarıcı madde bulunan tehlikeli bir uyuşturucudur. Afyon kullanımı ülkemizde yasak olup haşhaş üretimi devlet kontrolü altındadır.
Haşhaş ve Afyon şuan yasak olmasına rağmen asırlar boyu bu toprakların ve coğrafyanın bir geleneği olmuştur ne yazık ki. Özellikle Osmanlı İmparatorluğu zamanında haşhaş ve afyon tüketimi oldukça meşhurdur. Hatta esrar da Osmanlı da çok kullanılan bir uyuşturucu maddesiydi.
Osmanlı'da afyon'a "tiryak" afyon müptelalarına ise "Tiryaki" adı verilirdi. Günümüzdeki Tiryaki kelimesinin çıkış noktası budur.Özellikle 17 yüzyıldan itibaren Osmanlı'da afyon kullanımı önemli ölçülerde artmıştır. Afyon özellikle İstanbul'da kahvehanelerde sakız, nargile, sigara şeklinde kullanılır ve satılırdı. Afyon kullanımı böyle yüksek oranları ulaşmıştı ki afyon ihracatında bile başlanmıştı. Afyon üretimi ile ilgili 18. yüzyılda zirai bilgiler dahi verilmekteydi. Afyon'u kullananlar ona gıda ismini vermişlerdir ve afyonu ceplerinde taşırlardı.
Evliya Çelebi seyahatnamesinde İstanbul'daki afyon çekilen yerleri anlatmış ve hatta bugünkü Afyonkarahisar ilimizde halkın yüksek oranda afyon kullandığını ve hatta kadınların bile afyon içtiğini bir şaşkınlıkla gördüğünü yazmıştır.
AFYON'U YASAKLATAN PADİŞAH
Afyon kullanılması konusunda padişahlar arasında bir tek 4. Murat oldukça sert tedbirler almış ve afyonu tamamen yasaklamıştır. Ancak onun ölümünden sonra afyon kullanımı daha da artmıştır. 4. Murad'ın aldığı sert tedbirlere ilk kurbanı ise Bağdat seferi sırasında yanında olan Hekimbaşı Emir Çelebi olmuştur. Emir Çelebi, bir afyon tiryakisiydi. Emir Çelebi'nin gizli gizli afyon kullandığı padişahın kulağına gider ve padişahta Emir Çelebi'nin elbisesinin altında sakladığı afyon zulasını bulur. Ardından hepsini bir kerede Emir Çelebi'ye zorda yedirtir ve akşamında Emir Çelebi komaya girerek hayatını kaybeder.
AFYONU PATLAMAMIŞ NE DEMEKTİ?
Peki daha afyonu patlamamış sözü dilimize nasıl yerleşti? Dediğimiz gibi afyon ne yazık ki gelenekte mevcut. Osmanlı döneminde afyon müptelaları genelde içkiyi yeni terk etmiş ve boşluğu afyon kullanımı ile doldurmak isteyen kişiler, ihtiyarlamış ve köşesine çekilmiş eski devlet adamları gibi kimselerdi. afyon tiryakileri bu madde aldıktan sonra içkinin verdiği sarhoşluk gibi sağa sola bulaşmazlar, kendi köşelerine çekilirler ve dünyadan soyutlanan bir şekilde çevresine cevap vermeme, ilgilenmeme gibi belirtiler gösterirlerdi. afyon tiryakileri bu nedenle çocukların da uğraşı,dalga malzemesi olmuştur. Çocuklar sokakta gördükleri afyon tiryakilerine takılmayı ihmal etmezlerdi.

Afyon tiryakileri bu madde olmadan yapmadıkları için yokluğunda oldukça sinirli ve agresif bir ruh haline dönüşüyorlardı. Ramazan ayı geldiğinde ise afyon almamak haliyle tiryakilerde krize neden oluyordu. Bu sebepten afyon tiryakileri Osmanlı döneminde Ramazan ayında sahurda afyon sakızını bir kağıda sarıp yutuyorlardı. Bunun amacı bu kağıdın üç dört saat içerisinde midede çözünerek afyon sakızının daha geç kana karışması sebebiyle afyon'un rahatlatıcı etkisinin uzun süre sürmesini sağlamaktı. Bu sayede oruç tutarken afyon krizine girmelerini kendilerince engelliyorlardı.
Ancak bazı durumlarda kağıdın sert olması veya başka sebeplerden zamanında çözünmeyen ve daha uzun sürede çözünen midedeki afyon sebebiyle bu etkinin gelmesi uzun sürebiliyordu. Böylesi anlarda tiryaki kişi krize giriyor, agresifleşiyor ya da hissizleşiyordu. Yani çevreden gelen tepkilere cevap vermiyor adeta içine kapanıyordu. Bu da halk arasında daha afyonu patlamamış şeklinde bir söze dönüşmüştür. Bu nedenle günümüzde de sabah uyanamamış ve uyku mahmurluğunu atamamış kişiler, Osmanlı dönemindeki afyon krizine giren kişilere benzetildiği için daha afyonu patlamamış sözü kullanılmaktadır. Yani bu laf Osmanlı dönemindeki afyon tiryakilerinden gelmektedir.
Afyon, Osmanlı döneminde hem keyif verici bir madde hem de ilaç olarak da kullanılmıştır. Bu dönemde sadece Osmanlı'da değil batıda da kullanılan afyon, Osmanlı'da neredeyse her eczanede bulabileceğiniz bir maddeydi. Ayrıca afyon şurubunun da o dönem çocukların rahat uyuması için içirildiği bilinmektedir. Afyon tiryakilerinin bu nerede çocukken içirilen şurup sebebiyle afyona başladıkları kendi ifadelerinde geçmektedir.
AFYON TİRYAKİSİ DEVLET GÖREVLİLERİ
Osmanlı'da saray çevresinde de pek çok afyon tiryakisi  devlet görevlisi bulunmaktaydı. Bunlardan en ünlüsü Kanije savunması kahramanı  Tiryaki Hasan Paşa'dır. Merak edenler için İstanbul Aksaray'da kendi adı verilen sokaklarda Tiryaki Hasan Paşa'nın biyografisinin yer aldığı yazıda, kendisinin Afyon müptelası olduğu ve bu sebepten dolayı Tiryaki lakabını aldığı yazdığı görülebilir.
Ayrıca Sultan 2. Beyazıt yani Fatih Sultan Mehmet'in oğlu, şehzadeliğini Amasya'da yapmıştır. Onun yanında bulunan ünlü şair Abdurrahman Efendi, aşırı derecede afyon müptelasıydı. Bu sebepten Fatih Sultan Mehmet'in kulağına Abdurrahman efendinin oğlu Beyazıt'ı afyon'a alıştırdığı haberleri gelmekteydi. Bu haberleri duyan Fatih Sultan Mehmet , Abdurrahman Efendi hakkında idam fermanı çıkarttı. Şair  ölüm korkusundan 2. Beyazıt'ın yardımıyla İran'a kaçmıştır. Fatih Sultan Mehmet vefat edince Abdurrahman Efendi İstanbul'da geri dönmüştür .

Afyon ve esrar Osmanlı döneminde yoğun bir şekilde tüketilen bir uyuşturucu madde olmuştur. Özellikle Lale devrinden sonra artan kullanımı, toplumdaki uyuşmanın ve umursamazlığın sebeplerinden biri olarak çöküşü hızlandıran etmenlerden biri olduğu da söylenebilir. Dinen de yasak olan uyuşturucular o dönemde kullanılmış olup bugün ülkemizde satılması ve kullanılması tamamen yasaktır.

Comments