Deşt-i Kıpçak Halkları

Kıpçaklar – Kumanlar
Kıpçaklar kelime anlamının “bozkır halkı” olduğu sanılmaktadır. Kıpçakilk kez Yenisey Yazıtlarından 759 yılına ait Moyen Çur Yazıtında Kıfçak olarak geçmektedir. Kıpçaklar İslam kaynaklarına göre Sibirya’da İrtiş nehri havzasının yukarısında yaşayan ve Türk dillerini konuşan Kimek/Kıymek/Kemak/Kemek/İmek kavminin en önemli koluydu. 8. – 9. yüzyıl civarında Orta Asya’dan Urallara geçtiler. Bir zamanlar önce Doğudan sonra Kuzey’den gelen kavimlerin karşılaştığı, bugün Rusya stepleri olarak anılan,  Karadeniz’in Kuzeyindeki dev coğrafya, onların gelişiyle 8. yüzyılda İslam Kaynaklarında “Deşt-i Kıpçak” (Kıpçak Bozkırları – Kıpçak Düzlükleri) adıyla anılmaya başlandı. Yakın akrabaları olan Kumanlarla tam olarak kaynaştıkları için Kıpçaklara Kumanlar da denilmektedir. Kıpçak/Kuman birlikteliğinin Deşt-i Kıpçak coğrafyasında kaynaşması, bir tarafta İslam dünyasında ve doğuda Kıpçak diğer tarafta batıda Kuman (Coman, Cuman) olarak adlandırılmaların da etkisiyle Kıpçak veya Kuman denilince tek bir halk kastedilmiş olmaktadır.

Meşhur bir Rus halk destanı olan ''Slovo o Polku Igoreve''de ''güzel Kuman kızlarından'' bahsolunmaktadır.Kuman hanlarının Rus Knezliklerini elde etmek için Kuman kızlarını hediye olarak gönderdiklerini biliyoruz.



Rus Knezleri ailesine mensup bir kadın(Vladimir Monomachin torunu) Kuman hanı Başkordla evlenmek için Kiev'den Kuman yurduna kaçmıştı.Bütüm bunlar Kuman halkının dış görünüş ve beden donanımı bakımından çok güzel ve yakışıklı bir kavim olduğunu ve bu güzelliğin de çinliler mefhumuna göre değil,''Avrupai,mefhuma göre,yani uzun boylu,mavi gözlü ve sarışın bir kavim olması itibariyle önem taşıdığı görülüyor

Deşt-i Kıpçak hanlıkları
Kumanlar/Kıpçaklar, herbiri kendi başbuğlarının (hanlarının) idaresinde  Orta Asya, Yayık-Volga, Don-Donetz, aşağı Dnyeper, Tuna olmak üzere 5 ayrı bölük halinde yaşadılar. Bozkır ikliminden harice çıkmamayı, toprak işgalinden ziyade kendi hayat tarzlarına en uygun arazinin muhafazasını, dış tehlikeden uzak kalmasını sağlamak gayesi ile bozkırlar ötesindeki siyasi toplulukları daima baskı altında tutmayı tercih ettiler.  1061 – 1203 arasında Rus ve Kiev knezlikleriyle sürekli savaştılar. 1091’de Macaristan’a, 1092’de Lehistan’a girdiler. Bizans topraklarında göründüler. 1219 dan itibaren yaklaşan Moğol tehlikesine karşı Ruslarla işbirliği yapmak zorunda kaldılar. 1226 da Kumanlar,  Ruslarla birlikte ordu oluşturmalarına rağmen Kırım ve Karadeniz’in büyük ticaret limanı Suğdak ile dolaylarının Anadolu Selçuklularının eline geçmesini engelleyemediler.

Tuna Kumanları
Kıpçaklar 10. yüzyıldan itibaren Balkanlara kadar yayılmaya başladılar.  1185-1237 yılları arasında Tuna’nın güney bölgesinde kalabalık halde yaşadılar. Bugünkü Romanya belli bir dönem Kumenia olarak anılmıştır. Romanya’daki siyasî ve idarî yapılanmanın ilk mimarları da Kumanlardır. Günümüzde Moldova’nın tarihi adı olan Beserabya, bu bölgede 1330 larda bir prenslik kurmuş olan Kuman Tigini Tokdemir’in oğlu Basaraba‘dan gelmektedir. Yine Günümüzde Bulgaristan ve Romanya’nın Karadeniz kıyılarını oluşturan bölge olan Dobruca‘ya adını veren de bir Kuman komutanı olan Dobriç‘tir. Bulgaristan’da ve Makedonya’da Kuman adından gelen Kumanite, Kumanovtsi, Kumanova-Çuka gibi yer; Kuman, Kumanov, Kumanıdıs gibi kişi adları bugün de kullanılmaktadır.

İtil/Volga Bulgar Devleti
965 yılında Hazar devletinin yıkılmasından sonra Kıpçaklarla İtil Bulgarları, İdil (İtil/Volga) ve Kama nehirlerinin birleştiği bölgede yeni bir bağımsız devlet olarak İtil/Volga Bulgar Devletini kurdular, başkentlerine Bulgar adı verdiler.

Gürcistan Kumanları
1118 de Deşt-i Kıpçak’taki 50.000′e yakın Kuman ailesi (yaklaşık 300.000 kişi) Kırımlı Kıpçak Başbuğ Şaraga Han (Sarıcık) ın torunu Atraga Han (Atrek/Atrak/Etrek) önderliğinde Kafkaslar’dan Gürcistan ve Azerbaycan’a kadar indiler. Gürcü Kralına kızını veren Atraga Han beraberindeki Kumanlarla Batı Gürcistan’da Batum, Artvin , Çoruh vadisine yerleşti. Bu Kuman-Kıpçak kütleleri Çoruh, Kür dolaylarını “görülmemiş bir kudret ve genişlikle canlandırdılar”; Selçuklulara bağlı Müslüman emirlikleri idarelerine aldılar ve sayısı 40 bin tahmin edilen bir süvari ordusu ile Şirvan’a, Azerbaycan’a seferler yaptılar. 1121’de Borçalı çayı havalisini ele geçirdiler.Büyük Selçuklu İmparatorluğu ile başa çıkamayan Gürcü kralının isteği üzerine Kumanlar kurdukları 40.000 kişilik ordu ile 1123 de Tiflis’i ağır bir kuşatmanın sonunda Selçuklu Devleti’nden geri aldılar. 1124’de İspir ve Oltu’ya kadar ilerlediler. Azerbaycan’daki Şirvan şahlarını vergiye bağladılar. Kıpçak başbuğu Kubasar 1177 de Gürcistan Krallığının başkomutanlığına getirildi.

Kumanların savaş becerisini gören Gürcüler Kuzey Karadeniz’de yerleşmiş olan diğer Kumanlara da haber yollayıp ülkelerine davet ettiler. Bunun üzerine 45.000 civarında Kuman ailesi daha (yaklaşık 250.000 kişi) 1195 de Sevinç Han liderliğinde Gürcistan’a yerleştiler. Gürcistan’da uzun süre kalan ve sayıları 800.000 e yaklaşan Kumanlar Hıristiyan olmaya başladılar.

Kunlar
Moğol istilasında sırasında bir kısım Kumanlar Deşt-i Kıpçak topraklarından değişik bölgelere yayıldılar.  1239 da yaklaşık 40.000 kişilik bir aile Başbuğ Köten önderliğinde bugünkü Macaristan’a gitmiş, Kunlar denilen etnik grubu oluşturmuş ve Hıristiyan olmuşlardır. Günümüzde Macaristan’da Karsak civarında yaşayan 75.000 civarında bir Kıpçak Türk Hıristiyan grubu bulunmaktadır.

Karamanlılar
Karaman dolaylarında yerleşik Hıristiyan Türklerinin de Kıpçak kökenli oldukları iddia edilmektedir.  Rumca dahil, Türkçeden başka dil, bilmeyen bu topluluk sırf Ortodoks oldukları ve yazıda Grek alfabesi kullandıkları için Batılı devletlerin empozesiyle mübadele sonucu Yunanistan’a göç ettirilmiş ve orada kabul görmeyerek, oraya uyum sağlayamayarak ve en önemlisi onlara TÜRK denerek ve Türk oldukları için suçlanarak büyük eziyet çekmişlerdir.

Kıpçak kökenli Müslüman halklar
Hıristiyan olmayan büyük bir Kıpçak nüfusu da vardır. Bunlar İdil/Ural Tatarları, Kırım Tatarları, Kafkasya Tatarları, Doğu Karadeniz halkı, Ahıska Türkleri ve Kölemenlerdir.

Doğu Karadeniz Kumanları
Deşt-i Kıpçak’tan 1118 ve 1195 yıllarında Gürcistan’a göç etmiş ve Hıristiyan olmuş bazı Kumanlar 1212 de Rize ve Trabzon sahil bölgelerine gelerek yerleştiler. Oradaki Lazlarla karıştılar. 1451 den itibaren Osmanlı döneminde hepsi Müslüman oldu. Günümüzde Karadenizin Doğusu halklarından  sarı saçlı ve mavi gözlü olanların Kuman kökenli olması muhtemeldir.

Ahıska Türkleri
Ahıska  Türkiye’nin Kuzeydoğusunda Kura (Kür) nehri şeridinde Kars, Batum, Tiflis üçgeni ortasındadır.Deşt-i Kıpçak’tan 1118 ve 1195 yıllarında Gürcistan’a göç etmiş ve Hıristiyan olmuş Kıpçaklardan “Atabek” adlı bir sülale 1267 yılında Tiflis’e baş kaldırarak 310 yıl sürecek Atabeklik denen kendi bağımsız hanlıklarını kurdu. Kıpçak Atabeki Mirza Çabuk, 1508′de Trabzon Sancak Beyi Şehzade Yavuz Selim’e kendi askeriyle öncülük etti; Batı Gürcistan’ın Osmanlı’ya itaatini sağladı. 1514′te Çaldıran Seferi’nde de Osmanlı ordusuna sefer sırasında, sürülerle etlik koyun, yüzlerce yük yağ, bal ve un vererek yardımcı oldu. Osmanlı Ordusu 1578 Çıldır Meydan Muharebesinde Safevileri yenerek Atabek bölgelerini Osmanlı Devletine bağladı. Bağımsızlık mücadeleleri sırasında destek aldıkları İlhanlı Hükümdarı Abakan zamanında İslam dinine geçmeye başlayan bölgenin Türk ahalisinin geri kalanı da Osmanlı fethini müteakip gönüllü Müslüman oldu.

İdil/Ural Tatarları
1227 yılından itibaren Moğollar Kıpçak Düzlüklerini istila ve işgal etmeye başladılar.  1242 de Cengiz Han’ın torunu Batu Han bugünkü Rusya, Ukrayna ve Kazakistan toprakları üzerinde bu Altın Orda (Altın Ordu) Devletini kurdu ve böylece İtil/Volga Bulgar devleti ortadan kalkmış oldu. Batu Han’ın yerine 1257 de Berke Han geçti. Onun döneminde Altın Orda  Türkleşerek  bir Türk-Moğol imparatorluğuna dönüştü ve bu dönüşümü gerçekleştirerek yönetiminde söz sahibi olanlar da Kıpçaklar oldu.  Berke Han, Buharalı Türklerin etkisiyle İslam dinini benimsedi ve Anadolu Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat’ın kızı Melike hatun ile evlendi. 1260 da Ortaçağın en büyük kentlerinden biri olan Saray’ı kurdu.

Moğol istilası sırasında İdil sahasındaki Bulgar devleti yıkıldı ama göç etmeyip kalan Kıpçak-Bulgar Türkleri yok olmadı. Hatta Altın Orda Devletinin kurulmasıyla başka yörelerden gelen Kıpçak/Kumanlar Altın Orda Devletinin içini Türk kimliğiyle doldurdular. Bu halka yeni Türk-Moğol kimliğiyle diğer kavimler Tatar demeye başladılar. Kıpçaklar böylece kendi iradeleri dışında ismen kimliklerini kaybetmiş oldular. Bu nedenle Altın Orda Devletinin 14. yüzyılda  yıkılmasıyla kendi hanlıklarını kuran Kazan ve diğer İdil/Ural Tatarları, Kırım Tatarları aslında Kıpçak kökenlidir. Altın Orda Devleti öncesinin Kıpçakları ile sonrasının Tatarları/Çerkezleri yakın akraba sayılırlar.

Kafkasya Tatarları
Kafkasya Kıpçakları (ya da Kafkasya Tatarları), Batı Kıpçaklarından köken alan Müslüman Türk halklarının Kafkasya’daki temsilcileridir ve günümüzde Nogaylar, Karaçaylar, Balkarlar, Kumuklar ve Urumlar gibi halklara ayrılırlar.

Kölemenler
Moğol istilasından önce Karadeniz’in kuzeyindeki bozkırlardan ele geçirilen, Moğol istilâsı sırasında mülk olarak esir alınarak ayrıca ekonomik sıkıntılardan dolayı aileleri tarafından İslâm ülkelerine satılan sıhhatli, gürbüz Kıpçak çocukları ve gençlerine  Kölemen denmekteydi. Bu Kıpçaklar Bağdat Abbasî halifeleri, Türkiye Selçukluları ve Eyyubîlerin hâssa ordularında hizmet etmişler,  Mısır’da 1250 yılından – 1517’ye kadar devam edecek olan Memlûk Devletini kurmuşlardır. Memlûk sözcüğü Arapça’da köle demektir. Bu nedenle devlet Kölemenler Devleti olarak da bilinir. Memlûkler’in en önemli hükümdarı olan Sultan Baybars, Kırım yarımadasında doğmuştur. Yine bir Kıpçak-memluk olan Şemseddin İldeniz Azerbaycan’da 1139-1225 yılları arasında hüküm süren İldenizliler Atabeyliğini kurmuştur. Böylece Tatarlar, Nogaylar ve Ahıskalılar gibi Memluklar/Kölemenler de Kıpçak soylu Müslümanlardır.

Kuman Taş Babaları
Kumanların Deşt-i Kıpçak coğrafyasında bıraktıkları önemli Türk eserlerindendir

Kumanların sonu
Kumanlar/Kıpçaklar devlet geleneği oluşturamadıkları için kendi adlarına devlet sahibi olamamış bir toplumdur. Devlet geleneği kuramamalarının en büyük sebebi Türklerin en büyük özelliği olan Hanedan silsilesi, yani yönetimin babadan oğula geçmesi olmayışıdır. Bir süre sonra Kıpçak/Kuman adıyla bir topluluk kalmamış hepsi farklı kavimler içerisinde asimile olmuşlardır. Ama gariptir ki  iki ana Türk dil grubundan biri Oğuz diğeri Kıpçaktır. Kuzey – Kuzey Batı grubu olarak adlandırılan Türk boy ve topluluklarının dilleri Kıpçak Türklerinin dilinden gelmekte Kıpçaklar dilleriyle yaşamaktadırlar. Hazar Denizinin kuzeyinden Avrupa’ya göç ettikleri topraklar da Deşt-i Kıpçak  (Kıpçak Bozkırları) olarak anılmaktadır. Kıpçaklar tarihe adlarını bu şekilde yazdırmışlardır. Kıpçaklar ayrıca Rusların Karadeniz’e inmelerine ve Balkanlar’a sarkmalarına izin vermemiş olmalarıyla özellik arz eder.

Sarı saçlı, mavi gözlü
Kumanlar sarı saçlı ve mavi gözlüydüler. Rusların  Polovec/Polovci – Polovtsı (çoğul), Almanların Falb, Ermenilerin Chardes adını verdikleri bu Türk topluluğu saç renkleri sebebiyle “açık sarı” anlamına gelen kelimelerle adlandırılmışlardır. Günümüzde Batı’da Kumanlar için kullanılan “Polovtsy” sözcüğü de Ukraynaca kökenli olup sarışın anlamındadır.

Doğu Kıpçakları
Batıya göç etmeyen Kıpçak boyları bir zamanlar hakimiyetleri altında bulundukları Kimek boyları ve Yenisey Kırgızları (Eski Kırgızlar) ile birleşerek Kırgız adı altında Altay, Yedisu ve Tanrı Dağlarında hayatlarına devam etmişlerdir. Onlara Doğu Kıpçakları denmektedir. Bir kısmı daha sonraki dönemlerde özellikle Güney Altay ve Yedisu bölgesinde kalanlar bugünkü Kazak halkının oluşmasında büyük rol oynamışlardır. Sibirya’da Altay bölgesinde yaşayan Kumandi adında bir Türk topluluğunun, Kumanlarla benzerlikleri bulunmaktadır. Bütün bu halkların dilleri Türkçenin Kıpçak grubuna girer.

Alıntıdır:https://bpakman.wordpress.com

Comments