Kral Arthur ve Excalibur efsanesi



Yaşayıp yaşamadığı muamma olup, hangi zaman diliminde yaşadığı tarihçiler tarafından hala tartışılan destansı Britanya kraldır Arthur. Britanya mitolojisinin en önemli karakteri olan Arthur, Camelot kralıdır.

EXCALİBUR KILICI
Efsanevi Kral Arthur'a, Gölün Hanımı tarafından kendisine verilen kılıcının ismi Excaliburdur. Hani filmlerde ve romanlarda sıkça dile getirilen taşa saplı Kılıç.
Excalibur hakkında 2 tane efsane bulunur. Merlin isimli Robert De Bora'nın şiirinde taşa saplanmış kılıç-taştaki kılıç olarak geçer. Kral Arthur,kimsenin yapamadığını yapıp, kılıcı saplandığı taştan çekip çıkarır ve bu sayede gücünü hâkimiyetini ispatlar. Sir Thomas Mali'nin Kral Arthur Efsanesi'ne göre ise Arthur, Kral Pellinore ile dövüşürken kılıcı kırılır ve Gölün Leydisi(hanımı) tarafından Artur'a Excalibur verilir. Kral Arthur ölümünden sonra gölden yükselen bir el de, kılıcı kaparak kaybolmuştur.

BÜYÜCÜ MERLİN
Kral Arthur efsanesinden yer alan efsanevi büyücü Merlin, ilk olarak Britanya krallarının tarihi adlı eserde ortaya çıkmıştır.
Bu eserde yer alan karakteri halk tarafından Çok sevildi ve efsane olarak geçti. Ardından gelen yazarlar Büyücünün hikayesini daha da geliştirerek onun hakkında ölümlü bir anneden doğduğu ve doğaüstü güçlerin kaynağı olan bir tanrı tarafından dünyaya getirildiği yansıtılır. Merlin Ayrıca Kral Arthur'un doğumunu tertipler. Fakat her zaman Kral Arthur'un danışmanı olarak yer alsada gölün hanımı tarafından büyüyle cezbedilerek hapsedilir.

ARTHUR'UN EN GÜVENDİĞİ ADAMI LANCELOT
Lancelot, Kral Arthur'un meşhur yuvarlak masa şövalyelerinden biri olup Fransız bir karakterdir.
Lancelot, Kral Arthur hakkında yazılan romanlarda onun en iyi arkadaşı ve Savaşçısı olarak gösterilir. Yürekli, korkusuz saygılı yakışıklı ve zeki bir yardımseverdir

KRAL ARTHUR'UN EŞİ GUİNEVERE
Kral Arthur un efsanesinde yer alan karısı Guinevere'nin, kötü bir karakteri bulunmaktadır. Buna göre Guinevere, Arthur'un en yakın adamı Lancelot ile aşk ilişkisi yaşamıştır ve bu İhanet Arthur'un krallığının çöküşüne sebep olmuştur.

ARTHUR'UN CAN DÜŞMANLARINDAN YEĞENİ MORDRED
Mordred, Kral Arthur efsanesinden kötü bir karakterdir. Ona karşı savaşmış ve onu ölümcül bir şekilde yaraladıktan sonra ölen bir hain olarak efsanede yer almaktadır. Arthur ile akraba olduğu ve hatta Arthur'un kız kardeşi Morgan le Fay'ın gayrimeşru oğlu olarak bilinir. Yani Mordred ile Arthur arasında yeğen dayı ilişkisi mevcuttur.

ARTHUR'UN CADI KIZ KARDESİ MORGAN LE FAY
Kral Arthur efsanesinde yer alan başka bir karakterde kızkardeşi olan ve aynı zamanda cadı olduğu söylenen Morgan le Fay'dır. Hakkında söylenen en meşhur rivayet onun bir cadı olduğudur.

AVALON
Avalon, Kral Arthur Efsanesi nde yaralanmaları iyileştiren elmaları ile ünlü efsanevi adadır. Zaten Avalon ismi Kelt dilinde elma anlamına gelen Aba sözcüğünden türemiştir. Kral Arthur efsanesinde Arthur, yaralandıktan sonra oraya götürülmüş ve burada yaraları iyileştirilmiştir. Ayrıca Excalibur'da burada üretilmiştir. Avalon gibi kutsal elma Adalarına Yunan mitolojisinde ve Hint-Avrupa mitolojilerinde de rastlanmaktadır. 

KRAL ARTHUR'UN SARAYI CAMELOT
Camelot, Arthur Efsanesiyle ilişkilendirilen ünlü saraydır. Arthur ülkesinin fantastik başkenti ve sarayı olan Camelot, bazı tarihçilere göre gerçek şehirlerle de ilişkilendirilmektedir. Ancak tam olarak hangi şehri ifade ettiği açıklığa kavuşturulamamıştır. Günümüzde Camelot'un hangi şehri tasvir ettiği popüler bir konudur. ayrıca kültür ve turizme insanları daha da çekmek amacıyla bu iddialara yenileri de eklenmektedir.
Kral Arthur büyülü güçlere sahip olan kılıcı Excalibur ile Büyük Britanya'yı birbirine kenetler ve halkı egemen kılar. Bu kılıç sembolik olarak İngiltere'yi birleştiren kılıçtır.
Bu güçlü kılıç efsanevi söylemlere göre, dünyaya düşen bir meteordan yapılmıştır. Ayrıca efsanede Excalibur'un çekilir çekilmez çok sayıda meşalenin bir anda yanmış gibi düşmanın gözünü kamaştırdığı ve ayrıca Excalibur'un sahibinin güçlü yaralar almasını engellemesi gibi değişik özellikleri bulunmaktadır.

Efsanevi Excalibur Kılıcı
Arthur'un taştan söktüğü efsanevi Excalibur kılıcı, büyücü Merlin ve meşhur yuvarlak masa şövalyeleri ile özellikle İngiliz mitolojisinde oldukça önemlidir. Kral Arthur çoğu zaman gerçek bir şahsiyet olarak algılanmaktadır. Hatta beşinci yüzyılda yaşadığı rivayet edilir. Bazı yazarlara göre ise İsa Peygamber ile ilişkilendirilmektedir.
Çoğu efsane gibi Arthur ve Excalibur gerçek sanılmaktadır. Tarihten günümüze pek çok tiyatro oyunu, roman ve filmlere konu olmuştur. Aslına bakılırsa çoğu tiyatro oyununda ve günümüzde filmlerde yer alması sebebiyle Arthur'u aslında meşhur kılan pek çok edebiyatçının eserinde geçmesi olduğu görülür. 

Efsaneyi hikaye tadında detaylarla ele almak gerekirse,
Onbeş yaşında olan genç Arthur kılıcı taştan çıkardığında bu kehanetten ve kehanetin anlamından habersizdi. Hiçkimsenin yapamadığını Arthur çok kolaylıkla ve farkında olmadan başarmıştı. Kralın kim olacağını belirlemek için düzenlenen turnuvada kardeşliği kay'da yarışıyordu fakat kay'ın kılıcı kırıldı. Kardeşliğine seslendi; ''Arthur, hemen bana bir kılıç bul !'' Arthur çadırın her yerine bakmasına rağmen bir kılıç bulamadı,aklına kilisenin bahçesindeki taşa saplı kılıç geldi.Hemen kiliseye koştu ve kılıcı olduğu yerden çok kolaylıkla çekip aldı.O henüz bilmiyordu ama bunun anlamı kral olacağıydı. fakat Kay kardeşliğinin getirdiği kılıcı tanıdı ve Arthur'u sessiz olması konusunda uyardı. Amacı Arthur'un hakkı olan krallığı kapmaktı. Büyükbir heyecanla babasına koştu ''Baba, kılıcı çıkardım britanya kralı benim !''  Babası Ector ona inanmadı, kılıcı yerine koymasını ve herkesin önünde tekrar çıkarmasını istedi. Kay elbette bunu başaramadı çünkü krallığın ve kılıcın gerçek sahibi Arthur'du.. 

Kılıca sahip olmak Arthur'un hayatındaki birçok şeyi değiştirdi.kral olacağı değildi onu sarsan, Ector ve Kay'ın gerçek ailesi olmadığını öğrendi. Ector bunu açıklamak zorunda kalmıştı çünkü ülkenin ileri gelenleri Arthur'un kral olamayacağını çünkü soylu bir aileden gelmediğini iddia ederek krallığı ona bırakmak istemiyorlardı. Ector çok zorlansada herşeyi anlattı Arthur'a. Büyük kahin merlin'de anlatılanları doğruladı çünkü Arthur'u Ector'a getiren ve ona bakmasını söyleyen büyücü merlindi. babası Britanya kralı Uther Pendragon annesi ise Cornwall düşesi İgraine'ydi yani tamamen kralın soyundan geliyordu.Uther, Arthur doğduktan iki yıl sonra ölmüştü ve kardeşi Aurelius Ambrosius ile birlikte Stonehenge'de devlerin yüzüğü'nün içinde gömülüydü. 


Aradan geçen yıllarda Arthur britanya topraklarını genişletmiş,kazandığı başarılarla halkının gözünde büyük bir kahraman ve mükemmel bir kral olmuştu. İzlanda'yı fethettiği sırada kraliçe Margawse'ye aşık oldu. Margawse evliydi ama bu onları durdurmaya yetmedi. Birlikte olduklarında üzerlerindeki lanetten habersizdiler. uzun zaman sonra merlin şu kehanette bulundu ''tanrı sana çok kızgın çünkü sen özkardeşinle yattın ! bu birleşmeden doğacak çocuk sana elleriyle ölümü getirecek'' Arthur şaşkınlık, pişmanlık ve korkuyu aynı anda yaşıyordu.Kız kardeşi ile yatmış olmak zaten yeterince kötü bir durumdu ama bu hastalıklı ilişkiden doğacak çocuğun onu öldüreceğini bilmek olayın en vahim yanıydı. Arthur Margawse'nin doğum yaptığı gün doğan tüm soylu çocuklarının toplanmasını ve bir gemiye bindirilip denize gönderilmesini emretti. Tüm bu bebeklerin öleceğini umuyordu fakat terslik bu ya gemi kayalıklara çarpıp parçalandı ve Arthur'un oğlu kazadan kurtuldu. Onu bir adam buldu onu ve ona Mondred adını verdi.. 

Arthur'un evlenmesi gerekiyordu. Halkı Britanya krallığı için yasal bir veliaht bekliyordu. Gönlünü kaptırdığı kadın yuvarlak masa'nın sahibi Sir Leodegrance'nin kızı Guinevere'ydi. İstediğini aldı Arthur ama yine habersizdi başına geleceklerden.. İleride en yakın dostu Lancelot Guinevere'ye aşık olacaktı ve kadında bu aşka karşılık verecekti. Arthur'un bu evlilikle elde ettiği sadece guinevere değildi,yuvarlak masa'nında sahibiydi artık.. bu sıralarda büyük roma imparatoru Lucius Hiberius öfke dolu bir mektup gönderdi. Mektup Arthur'a ve Britanya'ya karşı son derece ağır sözler içeriyordu ''Sezar'ın hakkını Sezar'a vermelisin'' diyordu Hiberius. Öylede oldu, hakettiği verildi o kibirli imparatora.. Lancelot ve Gawain'in başarıları ve Arthur'un kahramanlıkları ile coşan yuvarlak masa şövalyeleri artık Roma imparatorluğu'nun da hakimiydi. Gölün kadını'ndan bilgeliği ile kazandığı efsanevi kılıç Excalibur ile kesti imparatorun başını.. 
Britanya'ya döndükten sonra Guinevere ile Lancelot arasındaki yakınlaşma aşka dönmüştü. Birbirlerini sevmelerine rağmen Arthur'a karşı gelmeyi ikiside göze alamıyordu. Lancelot çareyi Britanya'dan uzaklaşmakta buldu. Sanıyordu ki guinevere'den uzak kalmak ona olan aşkını azaltırdı. Lancelot ne kadar uzakta olsada kahramanlıkları şatoya ulaşıyordu. Bu yolculuk ne aşkını azaltmıştı ne de cesaretini.Şatoya döndükten sonra yuvarlak masa'nın ikinci büyük şövalyesi oldu.Gölün efendisi Lancelot'tu ve herkes bu yasak aşkı biliyordu.Söylenenlerle yüzleşmek hem utanç verici hemde korkutucuydu. Lancelot dedikoduları azaltabilmek için başka kadınlarla ilgilenmeye başladı.Guinevere kendini aldatılmış hissediyordu ve sonunda sevdiği erkeği bir daha görmek istemediğini söyledi. Lancelot yine uzaklaştı şatodan.Arthur Guinevere'nin masumiyetini ispatlamasını istedi. düzenlenecek turnuvada bir şövalye kraliçenin saflığı adına dövüşmek zorundaydı.Hiçbir şövalye bunu istemedi çünkü kraliçelerine inançları kalmamıştı.Arthur Lancelot'un yeğeni olan Bors'tan bu görevi üstlenmesini istedi fakat Bors buna yanaşmadı. Kraliçe için savaşmak yuvarlak masa şövalyeleri ile arasını açmak demekti. Kral ve kraliçenin isteğinede karşı çıkması zordu ve ''Eğer turnuva gününe kadar kimse çıkmazsa kraliçem için dövüşürüm'' dedi. Turnuva günü miğferinde kraliçenin armasını taşıyan bir şövalye ortaya çıktı. Kimse tanıyamamıştı bu cesur dövüşçüyü, Gawain dışında. Lancelottu bu, Guinevere için savaşmaya gelmişti işte. Kraliçe onu istemediğini söylesede onu gördüğü an içini bir sevinç kapladı. Gawain en yakın dostu Lancelot'a karşı dövüşmektense kaybetmeyi yeğledi ve böylelikle kraliçenin masumiyeti ispatlanmış oldu.. 

Herşey yoluna girmiş gibiydi. ama hayır bu huzur uzun sürmedi çünkü gravain ve Mondred, özellikle Lancelot'a besledikleri düşmanlıkyüzünden herşeyi arthur'a anlatmayı planlıyorlardı. üstelik Lancelot ve kraliçeyi başbaşa yakalayıp onlara hiçbir söz hakkı tanımayacaklardı.Arthur söylentilerden habersiz değildi ama şövalyelerinin ona gelip bu ihaneti söylemeleri yıkıma yol açardı. Gawain kardeşi Agravain'i uyardı,yapacakları işin bir şövalyeye yakışmayacağını ve kendisinin Lancelot'a ihanet etmeyeceğini söyledi. Bu uyarı onları durdurmaya yetmedi. Arthur'un artık yapacak birşeyi kalmamıştı. kraliçeyi ölüme mahkum etti. Onu seviyor olması halkının önündeki onurundan daha önemlideğildi ! Ama Lancelot'un sevgisi herşeyden üstündü, kraliçesi için yapmayacağı şey yoktu,kraliçeyi kaçırdı ve kendi şatosuna götürdü.Bu olay yuvarlak masa şövalyelerinin birlik ve beraberliğinin de sonu oldu.. Bir aşk koca masayı dağıtmıştı ! 
Arthur'un ve şövalyelerin güvenini kaybeden Lancelot'un en büyük destekçisi Gawain'de artık onun düşmanıydı. Çünkü Lancelot'un gözünü bürüyen bu lanetli aşk, kraliçesini kaçırmaya çalışırken Gawain'in kardeşlerinide öldürmesine yol açmıştı. Elbette onları öldürmeyi istememişti ama görememişti, farkedememişti onları. Gawain sonsuza kadar düşman ilan etti Lancelot'u. Arthur ile birlikte Lancelot'un şatosunu kuşatmaya ve kraliçeyi almaya gitti. Çok zor ve acı verici bir tecrübeydi bu,Lancelot onunla dövüşmeyi kabul etmedi. En sonunda karşı karşıya geldiklerinde Gawain öldürücü bir darbe aldı. günlerce ayağa kalkamadı. Bu olaylar yaşanırken şatonun boş kalmasından yararlanan Mondred kraliçeye ve tüm imparatorluğa sahip olacağını ve Arthur'un artık yaşamadığını söyledi herkese. Gawain bunu öğrenince Lancelot'la konuştu ve ondan Arthur'a yardım etmesini istedi. Lancelot, Mondred'ekarşı kralının yanında savaşmayı kabul etti. yola çıkan lancelot karşılaşacağı dehşet verici manzaradan habersizdi. 

Arthur ve Mondred sonunda birbirlerinin sonunu hazırlamıştı. Kan ve parçalanmış cesetlerle dolu olan savaş meydanında ayakta kalan üç kişi vardı. Arthur, Mondred ve Bedivere..şövalye kralının Mondred'e öldürücü darbeyi vuracağını farkedince onu uyardı ''efendim lütfen bırakın onu,yüce kahin merlin'in sözlerini hatırlayın.'' Arthur dinlemedi şövalyesini ve Mondred'i öldürdü, Aynı anda Mondred'in kılıcıyla büyük bir yara aldı. Kehanet gerçekleşiyordu. Arthur ölmek üzereydi.Bedivere'den Excalibur'u alıp göle atmasını istedi. Bedivere iki kez atmayı denedi fakat kılıcın güzelliğine öyle hayran olmuştuki atmaya kıyamadı, kılıcı ağacın dibine sakladı ve kralına onu göle attığınısöyledi. Arthur kılıcı göle attığında neler olduğunu sordu. Bedivere elbette doğru cevabı verememişti. Arthur çok sinirlendi ve eğer bu kez de kılıcı atmazsa onu kendi elleri ile öldüreceğini söyledi.Bedivere kılıcı göle attı ve aynı anda gölün içinden bir kol çıkıp kılıcı aldı üç kez salladıktan sonra tekrar sulara gömüldü. Excalibur tekrar gerçek sahibine yani gölün hanımına dönmüştü. Bunun Arthur'un ölüyor olduğu anlamına geldiğini biliyordu gölün hanımı. Arthur göle geldiğinde kıyıda bi gemiyi onu bekler buldu,bu gemi onu ölüme götürecekti.Gölün güzel hanımı onun Avalon'da gömülmesini sağladı.Lancelot savaş yerine ulaştığında içi öfke ve acı ile doldu. Tüm şövalyeler ölmüştü ve Arthur'da ortalıklarda yoktu. Arthur'un Avalon'da hala yaşadığına ve britanya'nın başı derde girince dönüp tekrar ülkesini kurtaracağına inandı insanlar yıllarca ama Arthur asla dönmedi.. 
Yaşanan bunca talihsiz olaydan sonra Guinevere bir manastırda rahibe oldu. Tüm bu olaylardan kendisini ve Lancelot'u sorumlututuyordu. Lanetli aşkları koca bir imparatorluğun sarsılmasına,yuvarlak masa şövalyelerinin kardeşliğinin bitmesine ve en kötüsü Arthur'un ölümüne sebep olmuştu. Lancelot gelip aşık olduğu kadını götürmek istedi, fakat Guinevere buna karşı çıktı sonsuza kadar birdaha onu görmeyeceğini söyledi. Bunun üzerine Lancelot'ta Arthur'un mezarının üzerine kurulan manastırda rahip oldu. Aradan çok zaman geçmemişti ki önce Guinevere ardından Lancelot yaşadıkları acılara dayanamayıp bu dünyadan ayrıldılar.. 

Comments