Nogay takvimi ve detayları

Bilindiği gibi Nogaylarımızda dün olduğu gibi bugün de yazılı kayıt tutma alışkanlığı maalesef mevcut değildir. Bu sebepledir ki bir çok gelenek, görenek ve diğer kendimize has değerlerimizi zamanla kaybetmişiz ve kaybetmeye de devam etmekteyiz. İşte bunlardan birisi de Öz be öz Türklere yani atalarımıza ait olan (her ne kadar Çinliler sahip çıksa da) 12 Hayvanlı Türk Takvimi'dir.


Eski Nogaylarımız nüfus kaydı olmadığı halde yaşlarını bizimkilerden daha net olarak bilebiliyorlardı. Çünkü büyüklerimiz atalarımızdan kalma 12 hayvanlı Türk Takvimini kullanıyorlardı. Bu takvimi çok iyi biliyor ve bir o kadar da iyi yorumlayabiliyorlardı. Büyüklerimizden biri diğerinin yaşını sorduğunda, karşısındaki doğduğu yılı; yani bir hayvan ismini söyler soran kişi onu hemen hesaplar ve yaşını net olarak söyleyebilirdi. Ancak bu insanları kaybettikçe kendi öz değerlerimizden olan bu takvimi de kaybettik.

Bu takvimle yaş hesaplayabilen benim çevremde en son bildiğim kişi rahmetli amcam Mevlüt Polat’tı (Mekanı Cennet olsun). O bizim çevremizdekilerin yaşını eski yıl hesabına göre anında (elbette yılını bilenlerin) hesaplayabilirdi. Ancak Ondan sonra çevremde bu hesabı yapabilene rastlamadım. Bununla beraber yılını bildiği halde, gerçek yaşını net olarak bilmeyen çokça büyüklerime rastladım. Bu büyüklerimize yaşını sorduğumda aldığım cevap çoğunlukla ben tam bilmiyorum ama babam veya dedem senin yılın (örneğin) koyan derdi biliyorsan sen hesapla da ben de öğreneyim oldu. Ben de amcamdan öğrenme fırsatını bulduğum için hesabını yaparak yaşını söyleyebiliyorum. Ancak bu konuda herkes benim kadar şanslı değildi. Aynı zamanda doğum tarihini net olarak bilip de, değerlerimizi yaşamak ve yaşatmak isteyen bu nedenle eski takvimdeki yılını öğrenmek isteyen meraklı gençlerde yok değildi.

Bu nedenlerle, teknolojiyi de kullanarak bu öz varlığımız olan 12 Hayvanlı Türk Takvimini güncelleştirerek Nogaylarımızın hizmetine sunmanın benim için bir görev olduğunu kabul ederek bu takvimi oluşturmaya karar verdim. Ancak programlama konusunda bilgisayar bilgim bu işi yapabilecek seviyede yeterli olmadığından bu iş bende hep bir uhde olarak kaldı. Ta ki web dizaynı yapabilen, Kimya Mühendisi arkadaşım Atilla GÜNTÜRK’le tanışıncaya kadar. Sonunda benim konu ilgili araştırmalarım ve pratiklerle edindiğim bilgiler onun bilgisayar bilgisi ile birleşince ortaya bu güzel eser çıkmıştı. Kendisine bütün Nogaylar adına teşekkür ederim.

Takvim bilgisayar ortamında iki farklı hesaplama şeklinde sunulmuştur.

1. Sütunda; doğum yılını bilip de, eski takvime göre bir hayvan ismi olan yılını (cılını) öğrenmek isteyenler için hesaplama yapılmaktadır.

2. Sütunda; eski takvime göre bir hayvan ismi olan yılını (cılını) bilip de, miladi olarak doğum tarihini ve yaşını net olarak öğrenmek isteyenler için hesap yapılmaktadır. Burada (2. sütunda) değerli kullanıcılarımız yaşlarını tahmini olarak girecekleri için iki farklı tarih ve yaş hesaplanacaktır. Bu iki farklı yaştan hangisi olduğuna kullanıcı kendi tahmini yaşına göre karar verecektir. Seçilen yaş net olarak kullanıcının kesin yaşıdır. İki farklı tarih ve yaş hesaplamanın nedeni bu takvimde yılların 12 yılda bir tekrar dönmesidir. Örneğin: 2008 yılında 83 yaşında olan bir kişi ile 71 yaşında olan bir kişinin de doğum yılı eski takvime göre İnek (sığır) yılıdır. Dolayısıyla yılının inek yılı olduğunu bilen bir kullanıcı tahmini olarak 75 yaşındayım diye bilgisayara girdiğinde karşısına 83-1925 ve 71-1937 olarak sonuç çıkacaktır. Kullanıcı yaşantısındaki diğer özel olayları (Evlilik tarihi, askerlik tarihi, çocuklarının doğum tarihi gibi)  değerlendirerek, bu iki sonuçtan birisini seçecektir. Bu iki sonuçtan birisi kullanıcının kesin yaşını ve doğum tarihini verecektir. (Tabii ki yılının kesin olarak inek yılı olduğunu biliyorsa).

Hazırlanan bu takvimin bütün Nogaylarımın hep mutlu doğum tarihlerinin hesaplanmasında kullanılması dileklerimle…


Nogay Takvimi

Şışkan 1924 1936 1948 1960 1972 1984 1996 2008 2020
Sıyır 1925 1937 1949 1961 1973 1985 1997 2009 2021
Bars 1926 1938 1950 1962 1974 1986 1998 2010 2022
Koyan 1927 1939 1951 1963 1975 1987 1999 2011 2023
Iluv 1928 1940 1952 1964 1976 1988 2000 2012 2024
Cılan 1929 1941 1953 1965 1977 1989 2001 2013 2025
Yılkı 1930 1942 1954 1966 1978 1990 2002 2014 2026
Koy 1931 1943 1955 1967 1979 1991 2003 2015 2027
Meşin 1932 1944 1956 1968 1980 1992 2004 2016 2028
Tavık 1933 1945 1957 1969 1981 1993 2005 2017 2029
İyt 1934 1946 1958 1970 1982 1994 2006 2018 2030
Donuz 1935 1947 1959 1971 1983 1995 2007 2019 2031



NOGAYLARDA AY SİSTEMİ
Nogaylarda ay isimleri ise,
OCAK.............Yanıbar - ruhun beslenme ayı,
ŞUBAT...........Beribar - Yeri beslenme ayı,
MART............Mırat- Ruya ayı,
NİSAN...........Eter-el - ülkeyi düzeltme ayı,
MAYIS...........May - yağ ayı,
HAZİRAN......Uyin - toplama ve depolama ayı,
TEMMUZ......İyin
AĞUSTOS.....Avız
EYLÜL...........Sentebar - mukavamet ayı,
EKİM.............Oktabobar - avla doyum ayı,
KASIM...........Noyabar
ARALIK.........Tekebar - keçi ayı idi.

Halk meterolojisi Nogay hayatında önemli idi aynı zamanda diğer Türk halkları ile ortaktı.[32] 1
http://yasarkalafat.info/index.php?ll=detay&src=93
adresinde prof.dr. Yaşar Kalafat araştırmasında Nogayların ayları adlandırmada bu sistemi kullandıkları yazıyor

ancak Nogaytürkleri sitesinde ise aşağıdaki gibi yine 12 hayvanın isminin kullanıldığı farklı bir sistem gösteriliyor.http://www.nogayturkleri.org/nogayturkleri/nogaytakvimi.html


On İki Hayvanlı Yılların Devri Vasıfları 
I - Sıçan Yılı : Karışıklık, kargaşılık ve kan dökme çok olur; Hırsızlar, yol kesiciler çoğalır, halk yerdeki böceklerden zarar görür; bazı yerlerde rahatlık ve huzur olur; valilere ve divan ehline noksanlık ve ziyan yüz gösterir. Bu yılda yağmur orta halli olur.

II - Sığır Yılı : Sığırlar döğüşgen olmasından bu yıl harp çoğalır. Dert ve baş ağrıları çoğalır, kış soğuk geçer, mevsim kendi tabiatına az uyar, havalar değişik olur, soğuktan meyvelere afet erişir, etrafı alemde fitne ve karışıklık çok olur, insanlarda, bey ve sultanlarda keder çoğalır.

III - Pars Yılı : Hükümdarlar birbirine şüpheli nazarla bakarlar ve makam kavgasına girişirler; ahid bozuculuk ederler. Yemiş az olur. Hayvanlara afet az gelir. Kış kısa ve soğuk olur; göze ve ırmakların suyu çok olur.

IV - Tavşan Yılı : Nimet ve feragat çok olur; bazı yerlerde hastalık, ölüm, bilhassa kadın ve çocuklarda çok olur. Hükümdarlar adalet ve insafa meylederler, eğer zulüm vaki olursa adalet sebebi ile olur. Yağmur, çeşme ve ırmak suları bol olur. Meyve her nimet çok olur.

V - Ejder Yılı : Timsahın suda yaşaması dolayısıyla bu yıl çok yağmur yağar ve bolluk olur. Savaş ve kan dökücülük çok olur. Mahsul bol olur.

VI - Yılan Yılı : Bu yıl meyve çok az olur, yıl kurak kış soğuk ve uzun olur. Yılan, sıçan ve karınca bazı yerlerde çoğalır. Hükümdarlar, beyler arasında düşmanlık olur. Halk arasında hile artar, türlü hastalıklar meydana çıkar. Bazı yerlerde veba olur.

VII - At Yılı : Bu yıl karışıklık, fitne ile gelir, cenk ve savaş zuhur eder. Yaz hoş, hububat çok olur; dört ayaklılara hastalık ve helak erişir. Kış gayet yumuşak ve uzun olur; meyvelere afet erişir.

VIII - Koyun Yılı : Bu yılda nimetler bollaşır; insanlar iyilik ve hayra yönelirler; yağmur çok yağar, gerçi fitne ve karışıklık çıkarsa da çabukça sükun bulur ve asayiş yerine gelir.

IX - Maymun Yılı : Çok muharebe ve mücadele olur, reaya ve göçebelerin malı çok olur; büyükler ve eşraf birbirleriyle mevki kavgasına düşerler. Hırsızlar ve fitneciler galebe ederler ve halka mazarrat yaparlar; bu yılda, meyvelere afet erişir. At, deve gibi büyük hayvanlarda çok telefat olur.

X - Tavuk Yılı : Hastalık çok olur, bazı yerlerde zelzele tahribat yapar, alış veriş kesilir, eşya bahalanır, bazı, yerlerde büyük harpler olur. Hububat az olur. Hayvanat çoğalır.

XI - İt Yılı : Fitne, karışıklık ve kan dökücülük, at ve katır ölümü olur, hayvanların kıymeti artar; hırsızlar ve yol kesiciler çoğalır, kış gayet soğuk geçer, çok hastalık olur.

XII - Domuz Yılı : Hükümdarlar arasında mühalefet olur; reaya üzerine emir ve nehiyleri geçer. Tehlikeli hastalıklar çoğalır. Hırsız ve yol kesiciler artar. Meyveler bollaşır.

12 HAYVANLI TAKVİMİN ORTAYA ÇIKIŞI
Takvimin kökeni ve yılların sırasının oluşumuyla ilgili olarak da şu bilgiler yer almaktadır:
Türk hakanlarından birisi kendisinden birkaç yıl önce geçmiş olan bir savaşı öğrenmek ister, o savaşın yapıldığı yılda yanılırlar, onun üzerine bu iş için Hakan ulusuyla geneş (müşavere) yapar ve kurultayda “Biz bu tarihte nasıl yanıldıksa bizden sonra gelecek olanlar da yanılacaklardır; öyle ise, biz şimdi göğün on iki burcu ve on iki ay sayısınca her yıla birer ad koyalım; sağışlarımızı bu yılların geçmesiyle anlıyalım; bu aramızda unutulmaz bir andaş olarak kalsın” der.
Ulus bu hakanın önergesini onaylar (Kaşgarlı Mahmud : I, 345).

Bunun üzerine Hakan ava çıkar; yaban hayvanlarını “Ilısu”ya doğru sürsünler diye emreder. Bu, büyük bir ırmaktır. Halk bu hayvanları sıkıştırarak suya doğru sürer. Bu hayvanlardan avlarlar; bir takım hayvanlar suya atılırlar; on ikisi suyu geçer; her geçen hayvanın adı bir yıla ad olarak takılır. Bu hayvanlardan birincisi “Sıçgan = sıçan” imiş. İlk önce geçen bu hayvan olduğu için ilk yıl bu adla anılmış ve ilk yıla “Sıçgan yılı" denilmiştir (Kaşgarlı Mahmud : I, 345).ulus bu öneriyi hemen onaylamış. bundan sonra hakan ava çıkmış ve beraberinde bulunan askerlerine yaban hayvanlarını İlisu’ya doğru sürmelerini emretmiş. askerler, hayvanları sıkıştırarak bu nehre doğru sürmüş. hayvanlardan bazılarını avlamışlar, bazıları ise nehre atılıp karşı yakaya yüzmüş. her geçen hayvanın adı bir yıla ad olarak takılır. Bu hayvanlardan birincisi “Sıçgan = sıçan” imiş. İlk önce geçen bu hayvan olduğu için ilk yıl bu adla anılmış ve ilk yıla “Sıçgan yılı" denilmiştir; sıçandan sonra, sırasıyla sığır, pars, tavşan, timsah, yılan, at, koyun, maymun, tavuk, köpek ve domuz karaya ulaşmışlar ve bu nedenle sonraki yıllara bunların adı verilmiş.daha sonra, bu yılların her birinde bir hikmetin olduğu düşünülerek fal tutulmuş ve kehânete baş vurulmuş. mesela sığır yılına girildiğinde, savaşlar çoğalırmış; çünkü öküzler sürekli olarak birbirleriyle vuruşur ve tos yaparlarmış. tavuk yılında yiyecek çok olur, ancak insanlar arasında karışıklık çıkarmış; çünkü tavuğun yemi danedir ve daneyi bulabilmek için çöpleri ve kırıntıları birbirlerine karıştırırmış.

Yukarıda verilen bilgilerden en kayda değeri, eski bir zamanda Türk kültür çevresinde şartların zorlamasının bir sonucu olarak, en azından bir savaşın tarihini bile belirlemede bu takvimin kullanılmaya başlamasıdır.

12 Hayvanlı takvimi batı dünyasına tanıtan Edouard Chavannes’in “Le Cycle turc des Douze Animaux 12 Hayvanlı Türk Takvimi”, adlı araştırmasına göre Asya’da kullanılan 12 Hayvanlı takvim Türklere ait bir takvim sistemiydidi ve Çinliler bu takvimi Türklerden almışlardı. Chavannes bu yüzden de araştırmasının adını 12 Hayvanlı Türk Takvimi koymuştur.

Türk kavimlerinin en eski zamanlardan beri, en çok kullandıkları takvim sistemi, devri on iki hayvanlı takvim sistemidir.
İslam-Türk alimleri bu on ikili sisteme “Tarih-i Türki,” “Tarih-i Türkistan,” “Tarih-i Khıta” ve “Uygur” veya “Sal-i Türkan” (“Türk yılı”) demektedirler.

Bu takvimde Dünya’nın ömrü 3.600.000 yıldır.
Bu süre 360 ven'dir.
1 ven 10.000 yıldır. 12 yıl 1 devirdir.
1 yıl 12 aydır.

1 ay 4 hafta ve 30 gündür.

Bu takvimin Türkler’de belirgin olarak varlığı Göktürk yazıtlarında ortaya çıkmaktadır.
Köl Tigin yazıtında onun ölümüyle ilgili şu bilgi yer almaktadır:
“Köl Tigin koyn yılka yiti yigirmike uçdı. Tokuzunç ay iti otuzka yoğ ertürtümüz. Barkın bedizin bitigtaşın biçin yılka yitinç ay yiti otuzka kop alkdımız. Köl Tigin özi kırk artuki yiti yaşında bulut bustadı.”
(“Köl Tigin koyun yılında (birinci ay) on yedinci günde uçtu. Dokuzuncu ay, yirmi yedinci günde yas töreni tertip ettik.Türbesini, resmini, kitabe taşını maymun yılında yedinci ay, yirmi yedinci günde hep bitirdik. Köl Tigin kendisi kırkyedi yaşında bulut çöktürdü”) (Köl Tigin, Kuzeydoğu).

Bilge Kağan’ın ölümü için ise, şu ilgiler bulunmaktadır:
“Bunça kazganıp kangım kağan ıt yıl onunç ay altı otuzka uça bardı. Lazgın yıl bişinç ay yiti otuzka yoğ ertürtüm.”
(Bu kadar kazanıp babam, kağan köpek yılı, onunca ay, yirmi altıda uçup gitti. Domuz yılı beşinci ay, yirmi yedide yas töreni yaptırdım”) (Bilge Kağan, Güney, 10).

Ayrıca, kaynaklarda sayılar için Göktürkler’in çetele tutmaları, bu tür belgelerin ok ucu ile balmumu üzerine damgalanması ve hesapları bir değnek üzerine yapılan çentiklerden ibaret olması dikkate değer bir husustur.

Yazıtlarda tümen (on bin) ve katlarından söz edilmesi de takvime bağlı olarak yaş ve sayı kavramlarının gelişmiş olduğunu göstermektedir (Bilge Kağan, Doğu, 26).

Göktürkler’in kullandığı on iki hayvanlı takvimde her hayvanın bir yılı gösterdiği, yıl içerisinde aylar ve aylar içerisinde de günlerin varlığı ortaya çıkmaktadır.

Göktürkler’in kullandığı bu takvim Uygurlar tarafından da kullanılmıştır.
Burada on ikilik devrede yıl, ay ve günler gösterilmektedir.
Uygur hukuk belgelerinde:
“Takıgu yıl, törtünç ay, sekiz yangıya”,
(“Tavuk yıl, dördüncü ay, sekiz yeniye”);
“Koyun yıl, onunç ay, biş ugrmige”,
(“Koyun yılı, onuncu ay, sekiz yeniye”)
gibi ifadeler aynı anlayışın ürünüdür

On iki hayvanlı takvim yalnız Orta Asya’da kullanılmamış, çok geniş coğrafyalarda Türk kavimlerinin kullandığı bir takvim olmuştur.
Bu takvimi kullanan kavimlerden biri de Tuna Bulgarları’dır.
Onlar hayvan adlarını kendi dillerinin yapısına uygun bir biçimde belirlemişlerdir. Ayları da diğer Türk topluluklarında olduğu gibi sayı sırasına göre belirtmişlerdir.

Çin Seddi’nden Tuna Nehrine kadar çok geniş coğrafyada Türk kültür çevrelerinde yaygın kullanım alanı bulan on iki hayvanlı takvimde yıla adını veren hayvandan hareketle yılların özellikleri 11. yüzyıldan başlamak üzere, çeşitli kaynaklarda belirtilmeye başlanmıştır.
Bu çerçevede, yılların her birinde bir hikmet olduğunu sanarak, onunla fal tutmaya ve uğur saymaya yönelmişlerdir.
Ayrıca, bu durum on iki hayvanlı takvimin Türk kültür çevrelerinde yaygın olarak kullanıldığının bir işaretidir.
Yılların nasıl geçeceği, bolluk, kıtlık, savaş, kuraklık, yağış vb. olup olmayacağı yıllara adını veren hayvanlara göre belirtilmiştir.

Türk kaynaklara göre, on iki hayvanlı takvim Göktürkler döneminde kullanılmaya başlanmıştır.
Yıl, ay ve gün hesabına göre, bu takvimin Türkler arasında kullanıldığı ve çoktan gelişim sürecini tamamlamış olduğu görülmektedir.
Göktürk döneminde aynen runik (oyma) yazının gelişimini tamamlayarak, bütün Türk toplumunun sosyal, siyasi, hukuki, dini ve iktisadi ihtiyacını karşıladığı gibi, on ikilik devreyi esas alan yıl, ay ve günleri netleşmiş bu takvimde toplumun zamanla ilgili doğum, ölüm, yaş, yoğ, savaş gibi tarih zaptını zorunlu kılan bütün ihtiyaçlara cevap vermiş olması söz konusudur.
Bu durumda on ikilik devreyi esas alan takvim, yani on iki hayvanlı takvim Göktürk dönemi öncesinde kullanılıyordu. Kökeni kuzey medeniyeti olup, Asya Hunları tarafından da kullanılmıştır. On iki hayvanlı takvimin gerçek mucidi Türkler olmuştur

Asya Hunları’nda yılın belirli dönemlerinde gerçekleştirilen toplantılar aynen Göktürklerde de yapılıyordu.
Bu dönemler aynı zamana denk geliyordu. Göktürkler bu zamanı belirli bir takvime bağlamışlardı.
Bu toplantılar Göktürkler’e Asya Hunları’ndan intikal etmiştir.
Yılın belirli zamanlarına denk getirilmesi aynı takvimin kullanıldığına işaret sayılabilir.

Adı geçen takvimin Hunlar’dan öncede kullanılmış olabileceği ifade edilmektedir.
Gerçektende Saka döneminde kullanıldığına dair bilgi kırıntıları bulunmaktadır. M.Ö. 5. yüzyıla tarihlendirilen Eksik Kurganı’ndan çıkartılmış gümüş bir kap üzerindeki yazının, “Han’ın oğlu yirmi üç yaşında yok oldu. (Halkın?) adı da yok oldu.” Şeklinde okunduğu kabul görmektedir.(Altın elbiseli adam)
Burada dadil Türkçe olup, yaşı belirtmek için sayı kullanılmıştır. Yaşın belirli bir takvimle bağlantılı olduğu düşünülmelidir.

Kurganlardan çıkartılmış olan buluntularda bir ölçüde on ikili sistemle bağlantı kurmayı mümkün kılmaktadır.
Tuva’da Arzhan yakınında bulunan ve Sayan-Altay Bölgesinin en büyük kurganında 360 at ortaya çıkarılmıştır.
Burada 360 atın 1 yıl, 30 tanesinin 1 ayla ifade edildiği ileri sürülmektedir.
Yine Kuban Bölgesinde de ortaya çıkarılan kalıntılardan aynı anlayışın varlığı belirlenebilmiştir,

Sakalar’la aynılığı bilinen ve Sakalar’ın batıya geçmiş kolunu oluşturan İskitler’e ait kurganlardan on ikili devreyi gösteren buluntular ortaya çıkartılmış olup, bunlar İskitler’de bu takvimin varlığına işaret sayılmaktadır.

Milattan sonraki dönemlerde yaygın olarak kullanılan ve milattan önceki dönemlerde de varlığı belirginleşen on iki hayvanlı takvimle günümüzde kullanılan takvimin dönüşümleri üzerinde de durulmuştur.
Hesaplamalara göre, miladın birinci yılı Tavuk yılına denk gelmektedir.
Devrenin başlangıcı olan Sıçan yılı miladın dördüncü yılıdır.
Bu durumda Sıçan yılı miladın 4, 16, 28, 40 ... yıllarına denk gelir
O halde devre adedi “n,” miladi yıl “M” ile gösterilirse,
M = n x 12 + 4 ve buradan n = M – 4 / 12 olarak devre adedi bulunur.

Alıntı:Dr. Haydar POLAT / Zir. Yük. Müh. Akin Köyü / Şereflikoçhisar / ANKARA
http://nogai.blogspot.com.tr


Comments