Ritüel, en genel anlamıyla uygun zamanlarda yerine getirilen, sembollerin de kullanılabildiği, tekrarlanan bir davranış modelidir. Amacı, kullanılan nesneler, yapılan eylemler ve kurulan iletişim vasıtası ile ortak bir dil oluşturmaktır. Ritüel ile katılımcılar, amaca odaklanarak ortak bir duygu içine girmektedirler ve kötülük, hastalık, salgın ya da doğal afet durumunun kutsal olanla iş birliği kurularak uzaklaştırılması, yok edilmesi sağlanmaktadır
Kutsalı teskin etmek, verilen lanetin geri alınmasını sağlamak için ritüeller esnasında kan akıtma, yakma, vurarak öldürme, parçalara ayırma, kesme gibi içinde şiddet barındıran çeşitli uygulamalar tarih boyunca yapılan uygulamalar olmuştur.
Ritüelleşmiş şiddet en açık biçimiyle antik uygarlıklardaki kurban etme davranışında görülür. Burada şiddetin yıkıcı boyutundan çok arındırıcı ve yatıştırıcı boyutundan yararlanılmaktadır. Kurban, tanrıyı sakinleştirmenin en önemli aracıdır ve kan akıtma esasına dayanır. Kurban, vekildir. Kurban deneyimi aynı zamanda toplumsallaşmış şiddetin dışa vurumu olarak da kabul edilir. Yapılan uygulamalarda özellikle kesmek, kan dökmek, fışkırtmak, parçalara ayırmak, vurmak, vurarak öldürmek eylemleri öne çıkar. Vekil olarak kullanılan canlılar veya nesneler yakılır veya bir çukurun içinde kurban edilirdi.
Bu uugulamaların çoğunda tanrılara kan ya da canlı kurban sunulan bir sunak, kurban taşı bulunur.
İnisiyasyon, kabul törenlerinde çile çekme fiziksel acıya, karanlığa maruz kalma, kendini dövme gibi kendine zarar verici uygulamalar aracılığıyla öyle yoğun ve sarsıcı bir deneyim yaşanır ki, ergen genç bir daha hiç geri dönüşü olmayan şekilde değişir.
Reşit bir birey olarak kabul görme törenleri, kapalı bir topluma kabul edilmeyi simgeler. Tüm tarikat yapılarında cesaret ve fedakarlık gereklidir.
Antik uygarlıklarda, penisin tamamı kesilerek ana tanrıçaya sunuluyordu. Tanrıça Kybele adına her sene düzenlenen şenliklerde tapınakta rahip olmak isteyen erkekler Kibele rahibi olmanın ön şartı olarak hadım edilir ve kesilen cinsel organları bir çam ağacının altına gömülürdü.
Modern bağışıklık kazandırma ve aşı yöntemlerinde nasıl bir miktar hastalık zerk ediliyorsa, ritüeller de topluma, şiddete karşı direncini artırmak için, bir miktar şiddet sokmayı hedeflemektedir.
Arınma için uygulanan bir başka ritüel de törensel olarak dövmek ya da kırbaçlama yoluydu.Peru’da, Yeni Gine’de, Orta Avrupa’da, Arnavutlarda, Slovenya’da, Rusya’nın bazı bölgelerinde, Almanya’da farklı mevsimlerde güçlü, taze ve sağlıklı olmak için insanlar birbirlerini dallarla dövüyorlardı.
Afrika’da Gana’da yüksek ağaçların dibinde kurban kesme göreneği vardır. Bu, hem gök tapımına hem de ağaç ruhuna saygıyı gösteren bir tutumlarıydı
Fransız edebiyat eleştirmeni, antropolog ve filozof René Girard (1923-2015) şiddeti, her kültür düzeninde her zaman, bir ritüelin ya da geleneksel yapının gerçek öznesi olarak tanımlamıştır. Girard kurbanın, hem çok kutsal bir şey olarak hem de bir suç unsuru olarak iki farklı boyutta ortaya çıkabileceğini vurgular.
Comments
Post a Comment