Roma İmparatoru Commodus, Colosseum’da gladyatör olarak savaşmış, tıpkı bir avcı gibi yeteneklerini sergilemiştir. Kendisini şiddet içerikli sporların tanrısı “yeni Herkül” olarak görmekteydi. Bu durum yakın çevresi tarafından onaylanmamış ve sonunda sarayda yaşayan profesyonel bir güreşçiye boğdurulmuştu. Bu olay, 31 Aralık 192 tarihindeki başarısız zehirleme girişiminden sonra gerçekleşmişti. Commodus’un arenada bulunması ve profesyonel bir güreşçinin sarayda bulunması, şiddet içerikli sporların Roma dünyası için ne denli önemli olduğunun kesin kanıtıdır
Gladyatörlerin MÖ 3. yüzyılın ortalarında Roma’da ilk kez ortaya çıkmasından çok daha önce Orta İtalya halkı Yunan dünyasının şiddet içeren sporlarına, özellikle boks ve güreş ile Yunan dünyasının çarpışan araba yarışı olabilecek araba yarışına son derece güçlü bir ilgi göstermekteydi. Yunan şiddet içerikli dövüş sporları geleneği (buna Firavun geleneğindeki güreş ve sopa dövüşü de eklenebilir), Roma stili gladyatör oyunlarının neden Doğu Akdeniz’de Roma hâkimiyeti tam olarak kurulmadan önce dâhi seyirci bulabildiğini anlamamız açısından oldukça önemli bir etkendir
Klasik Dönemde sporun yarışmacılar için yarattığı tehlike yeterince iyi anlaşılmıştı. Boksörler yaralanmadan kaçınmak için kavgadan uzak dururlardı, fakat bir köleyi kum torbası olarak kullanabilirlerdi…
Yunan atletlerinin altın çağı Klasik Dönem değil, Roma hâkimiyeti altındaki milattan sonraki üç yüzyıldı. İmparatorluk yönetimi profesyonel atletlerin toplanmalarını desteklemiş ve yarışabilecekleri etkinlikler düzenlemiştir. Yunan atletlerinin İtalya’da gerçekleştirilen, Roma, Napoli ve Tarentum’daki etkinlikler gibi önemli bir dizi oyunları vardı. “Dövüş atletleri” en çok ödenen ve en çok tanınan kişilerdi. Bu, en tehlikeli sporun en saygın spor da sayıldığının etkili bir göstergesidir…
Yunan atletler Romalı göstericilerden farklıydı. Bunun en büyük sebebi Romalı gladyatörlerin kiralık adamlarla aynı sosyal seviyedeyken, Yunanlı atletlerin doğu imparatorluğunun zengin sınıfına dâhil olmalarıdır. MÖ 1. yüzyılın ortalarında Romalı politikacıların dönemin sert ve alt üst olmuş politik ortamında koruma olarak çoğunlukla gladyatörleri kullandıkları düşünülünce, gladyatörler de bir dönem kiralık adamlardı. Bazı politikacılar, özellikle de Julius Ceasar, çok sayıda gladyatör toplamaktaydı. Ceasar o kadar iyi muamele ederdi ki, MÖ 49 yılında İtalya’yı işgal ettiğinde siyasi rakiplerinin yaptığı ilk şey gladyatörlerini ev hapsine almak oldu, çünkü gladyatörlerin Ceasar’ın ilerleyişini destekleyen beşinci destek olarak işlemesinden korkuyorlardı.
Augustus’un hükümdarlığından itibaren imparatorluk yönetimi, bu oyunları tertiplemekle yükümlü insanların paralarını korumaları için bir yol olarak gladyatör dövüşlerinin öldürücülüğünü kısıtlamaya çalışmıştır. Ölümüne dövüşlerin, özellikle keskin silahların kullanımının, beraberlikle sonlanamayan dövüşlerin ve benzerlerinin yasaklandığı bu tip kısıtlamalara ek olarak bir kişinin ne kadar harcama yapabileceği üzerine kısıtlamalar da vardır. İnsanların ölümünü izlemek isteyenler, gladyatör dövüşleriyle birlikte veya ayrı olarak sunulan hayvan avlarını ve mahkûmların idamlarını izleyerek kendilerini tatmin edebilirlerdi. Constantine, suçluların idam için amfitiyatrolara gönderilmesi uygulamasını kaldırdığında MS 4. yüzyıldı. Büyük olasılıkla tuhaf olduğu için bu uygulama kaldırılmıştı. Gladyatör vergisini kaldıran 177 Kanunu, aslında insanların ölümüne dövüşmeleri için insanları kaç paraya satın alabileceklerini belirler. Bu tip dövüşler hakkında yazan filozof Seneca, bunları uygun olmayan şekilde gladyatör dövüşleriyle karşılaştırır, çünkü dövüşçünün hiçbir yeteneği yoktur ve kalabalığın kana susamışlığını açığa çıkartır. İnsanların hayvanlar tarafından hırpalandığı idamlar özellikle ilgi çekici görünmektedir. Bu gösterilerde insanların oyunu yönetenlere, önerilerini bağırarak anlattıkları üzerine anlatımlar vardır.
Prof. David Potter
Comments
Post a Comment