Hayvanların kullanıldığı kurban seremonilerinde kuş, köpek, teke, koyun, kuzu, koç, domuz, boğa, eşek, kaplumbağa ve kobra gibi hayvanlar kullanılmıştır.
Tahıl ruhu kimi zaman insan, kimi zaman hayvan şeklinde sembolize edilirdi. Kurban, kimi zaman kutsal törenler eşliğinde yenirdi.
Kutsal kabul edilen bir hayvanın öldürülmesi yılda bir defa yapılır, yılın geri kalan bölümünde bir tanrı olarak korunur, kesildiğinde bir tanrı karakterinde kesilirdi.
Törenlerde kesilen hayvanın olasılıkla bir totem olduğu, ya da bir zamanlar totem olduğu düşünülmektedir
Eski Mısır’da Amon’a tapan halk, koçların kutsal olduğuna inanır, yılda bir kez, koç kesip derisini yüzerler, derisini ise tanrının tasvirine giydirirdi. Sonra koç için yas tutup, kutsal bir mezara gömerlerdi. Koç, Amon’un kendisiydi; Amon’a bir kurban olarak değil, tanrının kendisi olarak kesiliyordu.
Eski Mısır’da Apis’e (boğa) tapılır, belli bir süreden uzun yaşamasına izin verilmez, süre bitiminde kutsal suda boğulurdu. Böylece tanrı yaşlılığın zayıflığından korunur, güçlü kalırdı.
Hitit ritüellerindeki kurban uygulaması daha çok hayvanlarla gerçekleştirilirdi. Orduları savaşı kaybedince “nehrin öte yakası” ritüeli yapılırdı. Bunda, nehrin öte yakasında bir teke, bir köpek yavrusu, bir domuz yavrusu veya bir insan ortadan ikiye kesilirdi.
Kuraklığa, kıraçlığa son vermek için Eski Yunan’da Tanrıça Athena için öküz kurban edilirdi.
Japon adalarında yaşayan ve ayıyı kutsal kabul eden bir halk olan Ainolar, hayvanı keserken saygı gösterilerinde bulunurlardı. Etini çiğ olarak yiyip ayının kanını içerlerdi. Ayının eti, kutsal bir yemekti.
Hayvanın ruhunun ya da canının kanda olduğuna inanan topluluklar, bu ruhun kendi bedenlerine girmemesi için hayvanın kanını iyice akıtarak keserler, kanı tatmazlardı.
Kurbanın kanını içmek bir başka uygulama biçimiydi
Yunanistan’da Argos’ta Apollo tapınağında ayda bir kez geceleyin kuzu kurban edilirdi; kahin kadın kuzunun kanını içer, kehanette bulunurdu. Gelecekten haber vermek için Aegira’da rahibe taze boğa kanı içerdi. Güney Hindistan’da şaman, kafası kesilmiş kurban keçinin gırtlağından kanını içerdi.
Avustralya’da yağmur yağdırma töreninde akıtılan kan, yağmur gibi kabile üyelerinin üzerine akıtılmaktaydı.
Romalılar, ürünlerin olgunlaşması, kızarması için baharda kızıl tüylü köpekler kurban ederlerdi.
Hinduların Vedik kuttöresine karşı gelen Buda, hayvan kurban etmenin yalnızca yararsız olmayıp aynı zamanda zulüm olduğuna inanıyordu.
Fransa’nın Lorraine bölgesinin günümüzdeki merkezi Metz’de yaz dönümü şenliklerinde altı kedi; Rusya’da beyaz bir horoz; Meissen’de bir at kafası yakılırdı. Yaz dönümü ateşinde sincaplar, ama en çok kediler kurban edilmekteydi.
Comments
Post a Comment