Şiddet Hitit ritüellerinin doğal bir parçasıydı ve herhangi bir kötülük, uğursuzluk ya da hastalıktan kurtulmak için yapılan dini uygulamalarda sıkça başvurulan bir yöntemdi...
Anniṷiiani’nin Koruyucu Lamma Tanrıları için Ritüelinden Bir Kesit:
Ve sonra o (Anniviyani) DLAMMA innaravant-‘a teke
kurban eder. Daha sonra (hayvanın kanını) yeşilliğin
üzerine fışkırtırlar. Ve sonra sağ kulağını
keserler ve onu ateşte pişirirler.
Daha sonra onu (kulağı) kalın ekmeğin üzerine bırakırlar.
Ritüel, en genel anlamıyla “uygun zamanlarda yerine getirilen ve sembollerin de kullanılabildiği, sık sık tekrarlanan bir davranış modeli” olarak tanımlanabilir. Geçiş ritüelleri, takvimsel ritüeller ve kriz/bunalım ritüelleri genel olarak kabul gören ritüel sınıflandırmalarıdır.. Ritüelin amacı, kullanılan nesneler, yapılan eylemler ve kurulan iletişim yoluyla ortak bir dil oluşturmaktır. Bu sayede katılımcılar, yapılan ritüele ve amaca odaklanarak ortak bir duygu durumu içine girmiş bulunurlar ve kötülük, hastalık, salgın ya da doğal afetin kutsal olanla işbirliği kurularak uzaklaştırılması, yok edilmesi sağlanır.
Hitit toplumunda tanrıların memnuniyetinin ve imparatorluk üzerindeki koruyuculuklarının devamının sağlanması için periyodik olarak düzenlenen bayramların yanında özel durumlar için organize edilen ve kutsal olanla girilen daha özel bir ilişkiyi ifade eden ritüellere de sıkça başvurulurdu. Hitit dininde genel kanı tanrıların, insanın işlemiş olduğu bir günah ya da suç karşısında sinirlenebileceği ve onları cezalandırabileceği yönündedir. Bu ceza kuşaklar boyunca devam edip o aileyi, hatta içinde yaşadığı toplumu da etkileyebilmektedir. Suç, özellikle kraliyet ailesine mensup biri tarafından işlenmişse o zaman tüm Hatti(Hitit) ülkesini etkileyebilir ve Tanrıların ülkeyi lanetlenmesine sebep olabilirdi. Buna en güzel örnek Kaybolan Tanrı mitosudur. Mitosa göre; tanrı Telipinu, Hitit kralının bir davranışına ya da işlediği bir günaha kızarak ülkeyi terk ederken ayakkabısının sol tekini sağ ayağına, sağ tekini de sol ayağına giyer. Bu davranış ise, dünyadaki düzenin de altüst olacağını simgeler. İşte bu andan itibaren Hatti ülkesinde kıtlık ve kuraklık baş gösterir. Tanrıyı teskin etmek ve yeniden bereketli günlere kavuşabilmek için ise bir ritüel yapılması gerekli olur.
Ritüeller, uzman uygulayıcılar ve çeşitli görevliler tarafından düzenlenirdi. Bunlar arasında arasında en fazla adı geçenler yaşlı, bilge kadınlardır. Genellikle Batı Anadolu (Arzava) ve Güneydoğu Anadolu (Kizzuvatna) kökenli olan bu kadınların büyücülük yeteneklerinden ve deneyimlerinden faydalanıldığı açık bir şekilde görülmektedir. Ayrıca kuş gözlemi gibi farklı yöntemlere başvuran kâhinler, hekimler, tapınak görevlileri, hierodüller (tapınak köleleri), ebeler ve tapınakta görevli çeşitli yardımcıları da ritüel uygulayıcıları arasında saymak mümkündür…
Toplumsal yaşamını ve kentlerini inanç merkezli kuran Hititler, çağdaşı toplumların dini uygulamalarından etkilenmiş ve bu durum ritüel uygulamalarının çeşitlenmesine zemin hazırlamıştır. Özellikle Hurri, Hatti, Babil ve Luvi kökenli ritüeller, Hitit başkenti Hattuşa (Çorum) başta olmak üzere imparatorluğun pek çok bölgesinde uygulanmıştır…
Hitit Dininde Ritüelleşmiş Şiddet
İyilikler gibi kötülüklerin de tanrılardan kaynaklandığına inanan Hitit halkı, kutsalı sakinleştirmek ve verilen lanetin geri alınmasını sağlamak için ritüeller esnasında kan akıtma, yakma, vurarak öldürme, parçalara ayırma, kesme gibi içinde ritüelleşmiş şiddeti barındıran çeşitli uygulamalara başvuruyordu. Hitit dini yanında, Eski Yakın Doğu toplumlarının ritüellerinde de sıkça başvurulan ritüelleşmiş şiddet, bu dini uygulamaların kimyasını anlamamıza katkı sağlar. Özellikle R. Smith, J. Frazer ve Sigmund Freud’un dini, toplumu ve kültürü, primitif şiddetin farklı formları olarak görmeleri oldukça dikkat çekicidir. René Girard ise şiddeti; “her kültür düzeninde her zaman, bir ritüelin ya da geleneksel yapının gerçek öznesi.” olarak ifade etmektedir. Ritüel esnasında yapılan uygulamalar, kullanılan sözler ve mimiklerle bir model oluşturulmaktadır. Bu modelin karşısında yaşanılan durumun sebebi olarak gösterilen ve şiddetin ortaya çıkmasında aktif rol oynayan soyut ya da somut düşman olgusu vardır. Bu durum ancak kutsalla iletişimi sağlayan bir ritüel aracılığıyla yok edilebilir ya da uzaklaştırılabilir.
...
Araş. Gör. Sevgül Çilingir Cesur
Comments
Post a Comment