Karanlık günlerden korkmaya gerek yok. Hatta onlardan yararlanmalısınız çünkü sıfırlanmanıza ve yeniden başlamanıza yardımcı olup arkalarından parlak, güneşli bir günün geleceğini size hatırlatırlar.O anda görmek istemeseniz dahi..
Herkesin kasvetli, karanlık, hiçbir şeyin yolunda gitmediği günleri vardır. Yanlış giden her şey, düşünceleriniz karmakarışık hale gelene kadar sizi acının içine çeker.
Tuhaf gelebilir; ama gerçekte bu günleri yaşamak sadece iyi değil, aynı zamanda çok da yararlıdır aslında.
Sebebi basit: bunlar sıfırlama (reset atma) görevi görüyorlar. Bir an için öfkelerinizi kucaklamanız, onlarla yüz yüze görüşmeniz ve ardından tekrar yükselmeniz gerekiyor.
Yine de, bu süreçler zamanın içinde sadece bir an olmalıdır. Ara sıra gelen ve giden olaylar. Karanlık günleriniz haftalarca ya da aylarca sürmemelidir.
Rahatsızlık, cesaretsizlik, öfke, hüsran ya da hayal kırıklığı bazen ortaya çıkabilmektedir. Bu zamanları atlatmak için aşağıdaki bazı faydalı iç mekanizmalardan yararlanmanız gerekir.
Karanlık günler, varoluş ayraçları
İnsanlar kişisel alanlarını savunma eğilimindedir. Kalın zırhlar giyeriz ve çoğu zaman ayakta kalabilmek için sahte mutluluk maskelerinin arkasına gizleniriz.
Bir şekilde hepimize karanlık günlerin var olmadığı öğretilmiştir. Onları yaşamaktan ve deneyimlemekten ziyade, sanki hiçbir şey olmamış gibi saklayıp devam etmenin daha iyi olduğu söylenmektedir.
Aslında, yaygın olarak insanların buna pek de zamanı bulunmamaktadır.
Başım ağrıyorsa, bir aspirin alırım; bitkin olursam biraz oturur dinlenirim… Peki kötü şeyler, cesaretsizlik ve üzüntü ile sıkışıp kalırsak ne yapacağız?
Hiç kimse şimdiye kadar size bu duyguları nasıl yöneteceğinizi öğretmedi. Dolayısıyla onlarla yüzleşmeden önce, hiçbir şey olmamış gibi yaparak zaman geçirmek daha kolay görünen bir yoldu..
Yine de, açık olmalıyız. Acı veren şeyler kalıcı olur. Yüzleşmediğiniz şeyler de iz bırakır. Bundan daha da önemlisi; fiziksel ve duygusal olarak hasta olana kadar bu çözülmeyen şeyler sabit kalmakta ısrar edecektir.
İhtiyacınız olduğunda ağlamanın önemi
Yaratan insanlara bu tür davranışları verdiyse, bunun çok özel bir sebebi vardır. Ağlama, duygusal bir boşalma olarak işlev gören fizyolojik bir mekanizmadır.
Duygularınızı doğru yere yöneltebilmek için bir rahatlama yöntemidir.
Bu davranış, her şeyden önce insanoğluna özgü bir özelliktir
Ağlamak; gerginliği gidermek, oksijen elde etmek ve beynimizin daha net bir şekilde işlemesi için en sağlıklı yoldur.
İyi bir ağlama olayının akabinde hafifletemeyeceği hiçbir şey yoktur.
Eğer bu isteği bastırırsanız, duygusal stres sizi saracak ve boğacaktır. Kötü duygularınız baş ağrısı, yorgunluk, genel halsizlik ve daha kötü hallere dönüşecektir.
İhtiyacınız olduğunda duraklamanın önemi
Karanlık günlerden birinde olduğunuzu fark ettiğinizde bunu duraklatmak, her şeyden ve herkesten elini eteğini çekmek anlamına gelmek zorunda değilsiniz
Karanlık günlerde, her şeyden önce ayağa kalkıp farkında olmaya ihtiyacımız vardır.
Karanlığınızı keşfetmek için bu hassas içsel yolculuğunuza devam etmek zorundasınız. Neyin size acı verdiğini, neyin sizi rahatsız ettiğini ve neyin engellediğini öğrenin ve sorgulayın.
Farkında olmak zayıf yönlerinizi açığa çıkarmak ve onarmak için kendinizi engellerden kurtarmaktır. Aslında, zırh ne kadar kalın olursa, içindeki varlık o kadar kırılgandır.
Herkesin, içindeki kötü ruhu eğitmek, küçültmek ve kontrol etmek için onu kucaklamaya ihtiyacı vardır.
Neye ihtiyacınız olduğunu söylemekten korkmayın
İhtiyacınız olanı söylemekten korkmaya gerek yoktur. Aslında, kendine güveniyor olmak, başkalarını ve onların tepkilerini daha iyi anlamanıza daha çok yardımcı olacaktır.
Yani, kendinize birkaç saate ihtiyacınız olduğunu söylemekten korkmayın. Düşünmek, yürüyüşe çıkmak ve kendi düşüncelerinizle yalnız kalmak için kendinize zaman ayırın ve stres atmanın değişişk yollarına da açık olun.
Kendi ihtiyaçlarınızın farkında olmanız, duygusal olarak rahatlamanız ve sevilen bir kişinin desteği, bu durumlarla başa çıkmak için hayati önem taşır.
Comments
Post a Comment