Şimdiye kadar sadece oryantalistlerin yazdıklarıyla bilenen 'Harem olayını' Derin Tarih Dergisi'nden Prof. Ahmet Akgündüz 10 soruda cevapladı.
1-HAREM NE DEMEKTİR?
Harem, 'Girilmesi yasak olan yer' anlamını taşır. Mekke ve Medine'ye gayrimüslimler giremediğinden dolayı her ikisinde birden 'Haremeyn' adı verilmektedir.
Osmanlı zamanında evler ve devlet adamlarının konutları anlamına gelen saraylar, harem ve selamlık diye ikiye ayrılmıştı. Girilmesi yasak olan harem kısmı kadınların ikametine tahsis edilmişti.
HAREM ÜÇE AYRILIR
1. Kısım Hareme Medhal kısmıdır ki, burada dârüssaâde ağası ve Harem ağalarının emri altındaki erkek köleler istihdam olunmaktadır.
2. Kısım, asıl Harem'de yaşayan kadınefendilerin, şehzade haremlerinin, padişahların ve padişah ailesi bünyesindeki herkesin hizmetçisi durumunda olan cariyelerdir. Bunların padişahların karı koca hayatı ile ilgileri yoktur.
3. Kısım, asıl Harem'de yaşayan ve 'padişahın ailesi' kavramı adı altında toplanan kişilerdir.
SARAY'DAKİ CARİYELERİN HEPSİ PADİŞAHLARIN HANIMLARI MIYDI? DEĞİLSE GÖREVLERİ NELERDİ?
Harem mektebinde yetişen cariyeler 2 gruba ayrılır:
1- Asıl Harem’in ve padişah ile ailesinin hizmetlerini gören cariyeler grubu ki, haremde sayıları bazen 400-500’e ulaşan cariyelerin %90’ını bunlar teşkil etmektedir. Bunların, Harem’in ve padişah ile karı-koca hizmetlerini yerine getirmek dışında herhangi bir şekilde padişah ile karı-koca hayatı yaşamaları mevzu değildir.
Saray cariyeleri 4 gruba ayrılmaktadır
a- Acemiler b- Cariyeler c- Kalfalar d- Ustalar
2- Padişahın ailesi arasında yer alan gözdeler, ikballer ve kadınefendiler grubu.
OSMANLI PADİŞAHLARININ EŞLERİ SAYILAN CARİYELERDEN KADINEFENDİLER KİMLERDİR?
Kadınefendiler, Osmanlı padişahlarının bazen 4 kadınla evlenme sınırına riayet ederek nikâh akdiyle evlendikleri, bazen de nikâh akdi yapmadan beraber yaşadıkları ve ancak ‘ümm-i veled’ statüsündeki, yani çocuk sahibi oldukları kadın veya kadınefendi denilen cariyelerdir.
Padişahın ilk kadınına baş kadınefendi denilmekteydi. Diğerleri de ikinci, üçüncü, dördüncü diye anılır.
Osmanlı Devleti’nin duraklaması, hatta gerilemesinde en büyük rolü oynayan sebeplerden biri de, 100 yıla yakın kadınefendilerin devlet işlerine karışmaları olmuştur.
IV. Mehmed’i idare eden Hatice Turhan Sultan’dan sonra ise bu adet ortadan kalktı.
OSMANLI PADİŞAHLARIN KARI-KOCA HAYATI YAŞADIKLARI CARİYELERDEN İKBALLER KİMLERDİR?
İkballer, padişahların karı-koca hayatı yaşadıkları ve ancak genellikle çocuk sahibi olmadıkları cariyelerdir.
İkballik meselesi, duraklama ve gerileme devri padişahlarının tahta çıktıktan sonra aldıkları kadınlar olarak başlamış, 19. Yüzyılda ise Harem’in itibarlı kadınları arasında yerlerini almışlardır.
İkballer, kadınefendilerin ölüm, boşanma ve benzeri sebeplerle padişahtan ayrılmaları ile terfi ederler. İkballerin hususî maiyetleri vardı ve hizmetlerinde de cariyeler bulunmaktaydı
GÖZDELER, PEYKLER VE HAS ODALIKLAR
Padişahın genellikle sayıları 4’ü bulan kadınefendileri, ikballer arasından seçilmekteydi,
İkballer ise has odalık, peyk veya gözde adıyla anılan cariyeler arasından seçilirdi. II. Mustafa zamanında ikballik meselesi ortaya çıkıncaya kadar kadınefendiler de doğrudan has odalık, peyk veya gözde tabir edilen cariyeler arasından temin edilirlerdi.
Has odalıklar da peyk ve gözde adıyla 2’ye ayrılırdı. Peyk ve gözdelerin adedi en fazla 4 olmaktaydı. Bunlardan padişahın beğenisini kazananlar ile ondan çocuğu olanlar ikbal veya kadınefendi olurlar.
OSMANLI HAREMİ’NDEKİ ERKEK PERSONELİN GÖREVLERİ NELERDİR?
Osmanlı Haremi’ne alınan hadım erkek hizmetçiler 2 guruba ayrılırlar:
1- Ak Hadımlar: İslâm hukunda erkeklerin hadım edilmesi yasaklandığından dolayı Osmanlı Devleti’nin genişleme yıllarında İstanbul’a çok sayıda Macar, Alman ve Slav esir getirilmekteydi. Daha sonraları Gürcü, Ermeni ve Çekerkezlerden temin edildi. Akağaların en önemli görevi, padişahın mâbeyn daireleri ile Harem dairesini korumak ve gerekli hizmetleri uygulamaktı. Dış göreve atandıklarında vezâret payesi verilir ve genellikle Mısır valiliğine gönderilirdi.
2- Siyah Hadımlar: Fitneye daha çok yol açma ihtimali, teminindeki zorluk ve hadım edilmelerinin zorluğu,ayrıca dayanıksız olmaları sebebiyle özellikle III. Murad zamanında Osmanlı Haremi’nde ak hadımların yerini zenci hadımlar aldı.
Osmanlı’da Harem Görevlileri
Kızlar Ağası: (DAR’ÜS-SAADE AĞASI, KAPI AĞASI)
Sarayda bulunan harem ağalarının başı ve en büyük amiriydi. Resmi unvanı Dar’üs-Saade Ağası olan kızlar ağası, Osmanlı sarayının ve bütün iç ve harem halkının başıydı. Derecesi sadrazam ve şeyhülislamdan sonra gelmekteydi. İşlerini emrindeki harem ağalarına gördürürdü. Kızlar ağasının başlıca görevleri şunlardı; padişahın haremini korumak, harem için gereken cariyeleri temin etmek, haremde bulunan cariye, usta, kalfa, ikbal ve kadın efendilerin terfi ya da cezalandırılmalarını padişaha arz etmek, sultanların evlenmesinde vekilliğini yapmak, töreni ihare etmek, Hırka-i Şeriflerde desti malları vermek, surre alaylarını düzenlemek, sultan düğünlerinde koltuk törenlerinde bulunmak, kendine bağlı bulunanların işine son vermek veya yerine yenilerini tayin etmek. Aynı zamanda Haremeyn-i Şerifeyn denilen Mekke ve Medine’ye ait vakıfların da nazırıydılar. Bundan başka, hükümdar namına olarak selatin evkafının idaresine de bakarlardı. Bütün bu işleri görmek için her Çarşamba günü sarayda has ahır kapı tarafında bir divan akdederlerdi.
Kızlar ağası ağalığa atanınca kürk giyer ve ona hatt-ı hümayun gönderilirdi. Görevden azledilince Mısır'a giderler ve kendilerine azatlık denilen maaş bağlanırdı. En ünlüleri Hacı Beşir Ağa ve Sümbül Ağadır diyebiliriz. Öyle ki Hacı Beşir Ağa otuz yıl bu görevde kalarak ve sadrazamlığa kendi adamlarını getirecek kadar kudret sahibi olmuş bir kişiliktir. Hatta bazı kızlar ağaları sadrazamlığa kadar yükselmiştir. Hadım Sinan Paşa, Hadım Ali Paşa ve Gürcü Mehmet Paşa bunlardan bazılarıdır.
Baltacılar, çadır ve mehter başı, haznedar usta, bezirganbaşı, pişkeşçi başı gibi dış hizmette bulunan memurların, kızlar ağalığı makamına bağlanmasıyla kızlar ağaları daha da kuvvetlenseler de; Tanzimat Fermanı’nın ilanıyla yetkilerinin çoğu ellerinden alınarak güç ve otorite kaybına uğramışlardır.
Bütün harem ağalarının reisi olan kızlar ağasından başka rütbelerine göre sırasıyla şu ağalar haremde görev yapmıştır; yalnız harem ağalarının kendi aralarındaki rütbeleri, Osmanlı tarihinin değişik dönemlerinde ve hatta ak ağalar veya siyah ağaların kızlar ağalığını ellerine geçirdikleri dönemlere göre, farklılıklar arz eder..
SARAY AĞASI:
Ak hadım ağasıdır. Kızlar ağasının birinci yardımcısıdır. Sarayın temiz tutulması ve tamirinden sorumluydu.
SARAY KETHÜDASI: (KAPIOĞLANI KETHÜDASI)
Ak hadımların ağadan sonra gelen amiridir. Kapıyı bekleyen ak hadımların idare ve inzibatından sorumlu görevliydi
BAŞKAPI GULAMI:
Zenci hadımların kızlar ağasından sonra gelen ağasıydı. Yardımcısına ikinci baş kapı gulamı deniliyordu.
ORTANCA:
Binbaşı rütbesindeki harem ağasıdır.
NÖBETÇİ KALFA:
Umum nefer ve oğlanlarının zabiti ve sorumlusu olan harem ağasıydı.
Ayrıca;
VALİDE SULTAN AĞALARI
ŞEHZADELERİN MUHAFIZI OLAN AĞALAR
MUHASİPLER
HAZİNEDAR AĞA
HAZİNE KETHÜDASI
ODA LALASI
İMAM ve MÜEZZİN’ de ağalar ocağında yetişmiş diğer önemli harem ağalarıydı.
Harem teşkilatında çalışan cariyelerin yükselebilecekleri en üstün makam ustalık makamıydı.Haremdeki başlıca kadın görevliler şunlardır;
BAŞHAZNEDAR USTA: (HÜNKAR KALFASI)
Haremde yaşayan bütün kalfalara, cariyelere ve öteki ustalara hükmederdi. Valide Sultan, Kadın Efendi ve Sultan’dan sonra haremin en nüfuzlu kadınıydı. İlk beş haznedar önemliydi. İkincisi baş haznedarın yardımcısıydı.
Padişahın özel hizmetini görmek başlıca göreviydi. Diğer haznedarlar padişahın kapısında nöbet tutarlar; ayrıca ikballerin ve gözdelerin yetiştirilmesini sağlarlardı. Baş haznedar haremdeki bütün hazinelerin anahtarlarını ve üç mühr-ü hümayundan birisini taşırdı.Törenleri ve göçleri düzenlerdi ve ellerinde asa taşırlardı. Bizzat padişahın seçtiği haznedarlar padişahın tahttan indirilmesi veya ölümüyle haremden ayrılırlardı. Vezir maaşı alıyorlardı.
ÇAŞNİGİR USTA: (ÇEŞNİYAR)
Haremde sofra hizmetlerini gören ustaydı. Maiyetinde kalfa ve cariyeler bulunurdu. Hükümdara ait yemek ve sofra takımlarını da korumakla görevliydiler. Yemekleri padişaha sunmadan önce, zehirli olup olmadığını anlamak için biraz o tadardı. Yemek sırasında ayakta dururlardı.
ÇAMAŞIR USTA: (CAMEŞUY)
Padişahın çamaşırlarını yıkayanların başına bu ad veriliyordu. Topkapı çamaşırhanesi Şimşirlik tarafından bodrumdaydı.
İBRİKTAR USTA:
Padişahın el ve yüzünü yıkamak, apdest almak için hizmet edenlerin başına bu ad verilirdi. Ayrıca padişaha ait leğen, ibrik ve havluları koruyorlardı.
KAHVECİ USTA:
Padişahın kahvesinin pişirilmesine ve kahve takımlarının korunmasına bakan kalfaların başına bu ad verilmekteydi. Bayram törenlerinde misafirlere hizmet etmekle de görevliydi. Elbiseleri bizzat padişah tarafından hazırlanırdı.
KİLERCİ USTA:
Padişahın kilerine ve kiler takımlarına bakan kalfaların başına bu ad veriliyordu. Görevini genellikle emrindeki cariyeler yapardı. Padişahın özel işlerini görmekle de yükümlüydü. Ayrıca çeşnigar ustayla beraber yemek hizmetine yardımcı olurdu.
Bunlardan başka harem hizmetini gören diğer ustalar şunlardır;
KUTUCU USTA
KÜLHANCI USTA
VEKİL USTA
KETHÜDA KADIN (SARAY USTA)
KATİBE USTA
HASTALAR USTASI
EBE, DADI ve DAYE (SÜT NİNE)
Comments
Post a Comment