Eşcinsellik çoğu inanışta kabul görülmez ve günah olaraknitelendirilir,tabu olma özelliğini korur.
1960 larda eşcinsellik bir ruhsal hastalık olarak görülmekteydi.Eşcinsel bireylere uygulanan eşcinsellikten soğutma terapisi programı vahşet ve korkunçluk içermesi nedeniyle uzun vadede acı ve ölümlerle sonuçlanmıştır.
Deney eşcinsel bireylerin çeşitli yöntemler uygulanarak eşcinsellikten soğumasını vazgeçmesini sağlamak olarak tanımlanabilir.Ancak uygulanan yöntemler bugün bile en ağır akıl hastalarının tedavisinde kullandığı ve kullanılmasının etik olarak ve insan hakları açısından çok tartışıldığı elektroşok uygulaması, eşcinsellikten soğutma terapisinin en önemli parçası idi.
Deneyler esnasında eşcinsel bireylere eşcinsellik birleşme görüntüleri izletirken aynı zamanda elektroşok uygulanıyor ve bu şekilde bireyin eşcinselliği acıyla özdeşleştirilmesi sağlanmaya çalışılıyordu.Bu uygulamanın bir benzerini Stanley Quibrick'in Otomatik Portakal filminde işlediğini görüyoruz.Filmde de aynı şekilde şiddetten arındırılmak istenen başroldeki kişi, cinsellik ve şiddet görüntüleri izlettirilirken elektroşok ve çeşitli terapi yöntemleri uygulanmış, şiddetle ve cinsellikle karşılaştığında acı çekerek ondan vazgeçmesi sağlanmıştır.
Bu uygulamada buna benzemiştir aynı zamanda mide bulandırıcı maddeler enjekte edilerek eşcinsellikten insanların tiksinmesi hedeflenen şeyler arasındaydı.Bu deneylerin dayandığı mantık, Pavlov'un ünlü klasik şartlanma deneyine de bu deneğin sonucunda bilim dünyasına sunduğu şartlanma tezine dayanıyordu.
Deneydeki köpeklerin zil sesinden sonra et ile özdeşleşmesini dayanan deney aynı şekilde eşcinsellikten soğutma terapisi adı verilen deneyde bu şartlanmaya dayanmakta olup, eşcinsel bireylere eşcinsellik görüntüleri eşliğinde elektroşok uygulanarak ve mide bulandırıcı maddeler enjekte edilerek bireyde klasik şartlanma algısının oluşmasının sağlanmaya çalışılmıştır.
1960 lı yıllarda terapi adı verilen bu uygulamalarda akıl almaz işkenceler sonucu birçok eşcinsel akıl sağlığını yitirmiş hatta ölenler olmuştur.
Ne yazık ki eşcinsel de olsalar bu tip insanlar birçok korkunç tedavilere ve deneylere tabi tutulmuş, deney sonucunda amaçlanan düzeyde düzelememişler ve çoğu akıl sağlığını yitirmişlerdir.Hatta bir denek tedavi sırasında komaya girmiş ve ölmekten son anda kurtarılmıştır.
1960 larda eşcinsellik bir ruhsal hastalık olarak görülmekteydi.Eşcinsel bireylere uygulanan eşcinsellikten soğutma terapisi programı vahşet ve korkunçluk içermesi nedeniyle uzun vadede acı ve ölümlerle sonuçlanmıştır.
Deney eşcinsel bireylerin çeşitli yöntemler uygulanarak eşcinsellikten soğumasını vazgeçmesini sağlamak olarak tanımlanabilir.Ancak uygulanan yöntemler bugün bile en ağır akıl hastalarının tedavisinde kullandığı ve kullanılmasının etik olarak ve insan hakları açısından çok tartışıldığı elektroşok uygulaması, eşcinsellikten soğutma terapisinin en önemli parçası idi.
Deneyler esnasında eşcinsel bireylere eşcinsellik birleşme görüntüleri izletirken aynı zamanda elektroşok uygulanıyor ve bu şekilde bireyin eşcinselliği acıyla özdeşleştirilmesi sağlanmaya çalışılıyordu.Bu uygulamanın bir benzerini Stanley Quibrick'in Otomatik Portakal filminde işlediğini görüyoruz.Filmde de aynı şekilde şiddetten arındırılmak istenen başroldeki kişi, cinsellik ve şiddet görüntüleri izlettirilirken elektroşok ve çeşitli terapi yöntemleri uygulanmış, şiddetle ve cinsellikle karşılaştığında acı çekerek ondan vazgeçmesi sağlanmıştır.
Bu uygulamada buna benzemiştir aynı zamanda mide bulandırıcı maddeler enjekte edilerek eşcinsellikten insanların tiksinmesi hedeflenen şeyler arasındaydı.Bu deneylerin dayandığı mantık, Pavlov'un ünlü klasik şartlanma deneyine de bu deneğin sonucunda bilim dünyasına sunduğu şartlanma tezine dayanıyordu.
Deneydeki köpeklerin zil sesinden sonra et ile özdeşleşmesini dayanan deney aynı şekilde eşcinsellikten soğutma terapisi adı verilen deneyde bu şartlanmaya dayanmakta olup, eşcinsel bireylere eşcinsellik görüntüleri eşliğinde elektroşok uygulanarak ve mide bulandırıcı maddeler enjekte edilerek bireyde klasik şartlanma algısının oluşmasının sağlanmaya çalışılmıştır.
1960 lı yıllarda terapi adı verilen bu uygulamalarda akıl almaz işkenceler sonucu birçok eşcinsel akıl sağlığını yitirmiş hatta ölenler olmuştur.
Ne yazık ki eşcinsel de olsalar bu tip insanlar birçok korkunç tedavilere ve deneylere tabi tutulmuş, deney sonucunda amaçlanan düzeyde düzelememişler ve çoğu akıl sağlığını yitirmişlerdir.Hatta bir denek tedavi sırasında komaya girmiş ve ölmekten son anda kurtarılmıştır.
Comments
Post a Comment